Beguile İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Beguile İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Beguile Nedir?

Beguile, birini aldatmak veya kandırmak anlamına gelen bir fiildir. Kişiyi yanıltmak, ilgisini çekmek veya eğlendirmek için kullanılır.

Örnek Cümleler:

  1. He tried to beguile her with his charming personality. (O, çekici kişiliğiyle onu etkilemeye çalıştı.)
  2. The magician beguiled the audience with his amazing tricks. (Sihirbaz, harika numaralarıyla seyircileri etkiledi.)
  3. The con artist beguiled the old lady out of her life savings. (Dolandırıcı, yaşlı kadının tüm birikimlerini aldattı.)
  4. The book’s plot beguiled me from the first page. (Kitabın hikayesi beni ilk sayfadan itibaren etkiledi.)
  5. She used her beauty to beguile the wealthy businessman. (O, güzelliğini kullanarak zengin iş adamını etkilemeye çalıştı.)
  6. The salesman tried to beguile the customer with false promises. (Satıcı, sahte vaatlerle müşteriyi kandırmaya çalıştı.)
  7. The music beguiled the audience and they danced all night. (Müzik, seyircileri etkiledi ve tüm gece dans ettiler.)
  8. The politician tried to beguile the voters with his speeches. (Politikacı, konuşmalarıyla seçmenleri etkilemeye çalıştı.)
  9. The art exhibit beguiled the visitors with its stunning paintings. (Sanat sergisi, etkileyici tablolarıyla ziyaretçileri kendine hayran bıraktı.)
  10. The comedian beguiled the crowd with his hilarious jokes. (Komedyen, eğlenceli şakalarıyla kalabalığı etkiledi.)
  11. She beguiled him into buying her expensive gifts. (O, onu pahalı hediyeler almaya ikna etti.)
  12. The movie’s special effects beguiled the audience. (Filmin özel efektleri seyircileri etkiledi.)
  13. The con artist beguiled the naive couple out of their home. (Dolandırıcı, saf çifti evlerinden aldattı.)
  14. The singer’s voice beguiled the audience and left them in awe. (Şarkıcının sesi seyircileri etkiledi ve onları hayran bıraktı.)
  15. The designer’s collection beguiled the fashion critics at the show. (Tasarımcının koleksiyonu, moda eleştirmenlerini şovda etkiledi.)
  16. The company used misleading advertising to beguile customers. (Şirket, müşterileri kandırmak için yanıltıcı reklam kullandı.)
  17. The actor beguiled the audience with his emotional performance. (Aktör, duygusal performansıyla seyircileri etkiledi.)
  18. The restaurant’s delicious food beguiled the diners. (Restoranın lezzetli yemekleri müşterileri etkiledi.)
  19. The con artist begu

iled the elderly woman out of her life savings by pretending to be her long-lost relative. (Dolandırıcı, kayıp akrabasıymış gibi davranarak yaşlı kadının tüm birikimlerini aldattı.)
20. The charismatic politician beguiled the public with his promises of change. (Karizmatik politikacı, değişim vaatleriyle halkı etkiledi.)

(Türkçe karşılıklar için numaraların üzerine tıklayabilirsiniz.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.