İnauspiciously İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
İnauspiciously
İnauspiciously, olumsuz, şanssız, talihsiz anlamına gelir.
- The project started inauspiciously when the main investor pulled out at the last minute. (Proje, ana yatırımcının son dakikada geri çekilmesiyle şanssız bir şekilde başladı.)
- The weather turned inauspiciously as soon as we arrived at the beach. (Plaja vardığımız anda hava şanssız bir şekilde değişti.)
- The team’s performance in the first half was inauspiciously weak. (Takımın ilk yarıdaki performansı şanssız bir şekilde zayıftı.)
- The meeting started inauspiciously with technical difficulties and delays. (Toplantı teknik sorunlar ve gecikmelerle şanssız bir şekilde başladı.)
- The concert was inauspiciously scheduled on the same night as a major sporting event. (Konser, büyük bir spor etkinliğinin aynı geceye denk gelmesiyle şanssız bir şekilde planlandı.)
- The company’s inauspicious financial results led to a decrease in stock prices. (Şirketin şanssız finansal sonuçları, hisse fiyatlarında düşüşe neden oldu.)
- The play began inauspiciously with an actor forgetting their lines. (Oyun, bir aktörün repliklerini unutmasıyla şanssız bir şekilde başladı.)
- The wedding day started inauspiciously with the bride getting stuck in traffic. (Düğün günü, gelinin trafikte kalmasıyla şanssız bir şekilde başladı.)
- The interview went inauspiciously when the candidate arrived late and unprepared. (Mülakat, adayın geç ve hazırlıksız gelmesiyle şanssız bir şekilde geçti.)
- The project was inauspiciously delayed due to unforeseen complications. (Proje, beklenmedik komplikasyonlar nedeniyle şanssız bir şekilde gecikti.)
- The election campaign began inauspiciously with a scandal involving one of the candidates. (Seçim kampanyası, adaylardan biriyle ilgili bir skandal nedeniyle şanssız bir şekilde başladı.)
- The startup’s launch was inauspiciously overshadowed by a larger competitor’s product release. (Girişimin piyasaya sürülmesi, daha büyük bir rakibin ürün çıkarmasıyla şanssız bir şekilde gölgede kaldı.)
- The restaurant’s opening day was inauspiciously marked by a power outage. (Restoranın açılış günü, elektrik kesintisiyle şanssız bir şekilde işaretlendi.)
- The plane’s inauspicious takeoff was followed by a turbulent flight. (Uçağın şanssız kalkışı, türbülanslı bir uçuşun ardından geldi.)
- The new hire’s first day went inauspiciously with multiple computer system crashes. (Yeni işe al
- The new hire’s first day went inauspiciously with multiple computer system crashes. (Yeni işe alınan personelin ilk günü, birden fazla bilgisayar sistemi çökmesiyle şanssız bir şekilde geçti.)
- The film’s release was inauspiciously timed with a major national crisis. (Filmin yayınlanma zamanlaması, büyük bir ulusal krizle şanssız bir şekilde denk geldi.)
- The party’s atmosphere turned inauspiciously tense after a heated argument broke out. (Partinin atmosferi, hararetli bir tartışma çıktıktan sonra şanssız bir şekilde gerginleşti.)
- The hiking trip started inauspiciously with a member of the group getting lost. (Yürüyüş gezisi, gruptan birinin kaybolmasıyla şanssız bir şekilde başladı.)
- The business deal was inauspiciously canceled at the last minute due to unforeseen circumstances. (İş anlaşması, beklenmedik durumlar nedeniyle son dakikada şanssız bir şekilde iptal edildi.)
- The job interview went inauspiciously for the candidate who arrived late and disheveled. (İş görüşmesi, geç ve dağınık gelen aday için şanssız bir şekilde geçti.)
Türkçe Çeviriler:
- Proje, ana yatırımcının son dakikada geri çekilmesiyle şanssız bir şekilde başladı.
- Plaja vardığımız anda hava şanssız bir şekilde değişti.
- Takımın ilk yarıdaki performansı şanssız bir şekilde zayıftı.
- Toplantı teknik sorunlar ve gecikmelerle şanssız bir şekilde başladı.
- Konser, büyük bir spor etkinliğinin aynı geceye denk gelmesiyle şanssız bir şekilde planlandı.
- Şirketin şanssız finansal sonuçları, hisse fiyatlarında düşüşe neden oldu.
- Oyun, bir aktörün repliklerini unutmasıyla şanssız bir şekilde başladı.
- Düğün günü, gelinin trafikte kalmasıyla şanssız bir şekilde başladı.
- Mülakat, adayın geç ve hazırlıksız gelmesiyle şanssız bir şekilde geçti.
- Proje, beklenmedik komplikasyonlar nedeniyle şanssız bir şekilde gecikti.
- Seçim kampanyası, adaylardan biriyle ilgili bir skandal nedeniyle şanssız bir şekilde başladı.
- Girişimin piyasaya sürülmesi, daha büyük bir rakibin ürün çıkarmasıyla şanssız bir şekilde gölgede kaldı.
- Restoranın açılış günü, elektrik kesintisiyle şanssız bir şekilde işaretlendi.
- Uçağın şanssız kalkışı, türb
Hemen Yorum Yaz