Be A Part Of İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Be A Part Of Nedir?
Be a part of, bir şeyin bir parçası olmak veya bir şeye dahil olmak anlamına gelen bir İngilizce deyimdir.
Örnek cümleler:
- I want to be a part of the soccer team. (Futbol takımının bir parçası olmak istiyorum.)
- We can’t wait to be a part of your special day. (Özel gününüzün bir parçası olmak için sabırsızlanıyoruz.)
- She was happy to be a part of the charity event. (Hayırseverlik etkinliğinin bir parçası olmaktan mutluydu.)
- Being a part of a big family has its challenges. (Büyük bir ailenin bir parçası olmak zorlukları beraberinde getirir.)
- The audience felt like they were a part of the performance. (Izleyiciler performansın bir parçası gibi hissettiler.)
- I am honored to be a part of this important project. (Bu önemli projenin bir parçası olmaktan onur duyuyorum.)
- We want you to be a part of our team. (Ekibimizin bir parçası olmanızı istiyoruz.)
- He was happy to be a part of the winning team. (Kazanan takımın bir parçası olmaktan mutluydu.)
- Being a part of this community is very important to me. (Bu topluluğun bir parçası olmak benim için çok önemli.)
- She wanted to be a part of the conversation but didn’t know how to join in. (Sohbete katılmak istedi ama nasıl dahil olacağını bilmiyordu.)
- I feel like I am finally a part of something meaningful. (Nihayet anlamlı bir şeyin bir parçası olduğumu hissediyorum.)
- We are grateful to be a part of this wonderful event. (Bu harika etkinliğin bir parçası olmaktan minnettarız.)
- I’m excited to be a part of the new project. (Yeni projenin bir parçası olmaktan heyecanlıyım.)
- They invited me to be a part of their book club. (Kitap kulüplerinin bir parçası olmamı davet ettiler.)
- Being a part of the music scene in this city is amazing. (Bu şehirdeki müzik sahnesinin bir parçası olmak harika.)
- He was proud to be a part of the military service. (Askeri hizmetin bir parçası olmaktan gurur duydu.)
- We need more people to be a part of this movement. (Bu hareketin bir parçası olacak daha fazla insan gerekiyor.)
- She was happy to be a part of the volunteer team. (Gönüllü ekibinin bir parçası olmaktan mutluydu.)
- I feel like I can be a part of something bigger than myself. (Kendimden daha büyük bir şeyin bir parçası olabileceğimi hissediyorum.)
- Being a part of a supportive community is very important for mental health. (Dest
ekleyerek:
- They invited me to be a part of the planning committee. (Planlama komitesinin bir parçası olmamı davet ettiler.)
- I am excited to be a part of the new product launch. (Yeni ürün lansmanının bir parçası olmaktan heyecanlıyım.)
- Being a part of the school’s drama club was one of the best experiences of my life. (Okulun drama kulübünün bir parçası olmak, hayatımın en iyi deneyimlerinden biriydi.)
- We want to be a part of the solution, not the problem. (Problem değil, çözümün bir parçası olmak istiyoruz.)
- She feels like she doesn’t belong, like she’s not a part of anything. (Hiçbir yere ait hissetmiyor, herhangi bir şeyin bir parçası olmadığını düşünüyor.)
- Being a part of the company’s growth and success is very rewarding. (Şirketin büyümesi ve başarısının bir parçası olmak çok ödüllendirici.)
- I want to be a part of making the world a better place. (Dünyayı daha iyi bir yer yapmanın bir parçası olmak istiyorum.)
- They offered me the opportunity to be a part of the internship program. (Staj programının bir parçası olma fırsatını bana sundular.)
- Being a part of a diverse group of people can be very enlightening. (Farklı insanların bir parçası olmak çok aydınlatıcı olabilir.)
- I want to be a part of creating something that will have a positive impact on people’s lives. (İnsanların hayatına olumlu bir etkisi olacak bir şeyin yaratılmasının bir parçası olmak istiyorum.)
Hemen Yorum Yaz