
İmplicity İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
İmplicity Nedir?
İmplicity, Türkçe’de örtük anlamına gelir. Bu kelime, bir durumun açık bir şekilde ifade edilmemesi anlamına gelir.
Örnek Cümleler:
- Implicity, his actions implied that he was not happy with the decision. (Örtük olarak, eylemleri kararla mutlu olmadığını ima ediyordu.)
- Their relationship was based on implicity trust. (Onların ilişkisi örtük güvene dayanıyordu.)
- Implicity messages can be difficult to interpret. (Örtük mesajlar yorumlamak zor olabilir.)
- She relied on implicity agreements rather than written contracts. (Yazılı sözleşmeler yerine örtük anlaşmalara güveniyordu.)
- Their relationship was based on implicity understanding. (Onların ilişkisi örtük anlayışa dayanıyordu.)
- The company’s policy on diversity was communicated implicitly rather than explicitly. (Şirketin çeşitlilik politikası açıkça değil, örtük olarak iletiliyordu.)
- He showed his disapproval implicitly by not responding to the invitation. (Davete cevap vermemekle olumsuzluğunu örtük olarak gösterdi.)
- The teacher implicitly encouraged her students to think for themselves. (Öğretmen öğrencilerinin kendi kendilerine düşünmelerini örtük olarak teşvik etti.)
- She implicitly suggested that she was not interested in the project by not attending the meeting. (Toplantıya katılmayarak projeyle ilgilenmediğini örtük olarak ima etti.)
- The company’s culture of innovation was implicitly encouraged by the CEO. (Şirketin yenilik kültürü CEO tarafından örtük olarak teşvik edildi.)
- Implicit bias can lead to discrimination. (Örtük önyargı ayrımcılığa yol açabilir.)
- He implicitly acknowledged his mistake by apologizing. (Özür dileyerek hatasını örtük olarak kabul etti.)
- The boss implicitly conveyed that he wanted the project finished by the end of the week. (Patron, projenin haftanın sonuna kadar bitirilmesini örtük olarak iletti.)
- Implicitly agreeing to the terms and conditions means you accept them. (Şartları ve koşulları örtük olarak kabul etmek, onları kabul ettiğiniz anlamına gelir.)
- The policy change was implicitly announced in the newsletter. (Politika değişikliği bültende örtük olarak duyuruldu.)
- Her body language implicitly communicated her nervousness. (Vücut dili sinirli olduğunu örtük olarak iletiyordu.)
- Their agreement was implicitly based on trust rather than a written contract. (Onların anlaşması yazılı bir sözleşme yerine güvene örtük olarak dayanıyordu.)
- The speaker’s tone implicitly suggested that he disagreed with the proposal. (Konuşmacının tonu, öneriye karşı çıktığını örtük olarak ima ediyordu.)
- He implicitly assumed that everyone had read the email. (Herkesin e-postayı okuduğunu örtük olarak varsaydı.)
- The advertisement implicitly suggested that using their product would make you happier. (Reklam, ürünlerini kullanmanın sizi daha mutlu yapacağını örtük olarak ima etti.)
- The company’s values were implicitly understood by all employees. (Şirketin değerleri tüm çalışanlar tarafından örtük olarak anlaşıldı.)
- Her lack of response implicitly indicated that she was not interested. (Cevap vermemesi, ilgilenmediğini örtük olarak gösterdi.)
- The silence implicitly indicated that the meeting was over. (Sessizlik, toplantının bittiğini örtük olarak gösterdi.)
Hemen Yorum Yaz