İmplicity İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İmplicity İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İmplicity Nedir?

İmplicity, Türkçe’de örtük anlamına gelir. Bu kelime, bir durumun açık bir şekilde ifade edilmemesi anlamına gelir.

Örnek Cümleler:

  1. Implicity, his actions implied that he was not happy with the decision. (Örtük olarak, eylemleri kararla mutlu olmadığını ima ediyordu.)
  2. Their relationship was based on implicity trust. (Onların ilişkisi örtük güvene dayanıyordu.)
  3. Implicity messages can be difficult to interpret. (Örtük mesajlar yorumlamak zor olabilir.)
  4. She relied on implicity agreements rather than written contracts. (Yazılı sözleşmeler yerine örtük anlaşmalara güveniyordu.)
  5. Their relationship was based on implicity understanding. (Onların ilişkisi örtük anlayışa dayanıyordu.)
  6. The company’s policy on diversity was communicated implicitly rather than explicitly. (Şirketin çeşitlilik politikası açıkça değil, örtük olarak iletiliyordu.)
  7. He showed his disapproval implicitly by not responding to the invitation. (Davete cevap vermemekle olumsuzluğunu örtük olarak gösterdi.)
  8. The teacher implicitly encouraged her students to think for themselves. (Öğretmen öğrencilerinin kendi kendilerine düşünmelerini örtük olarak teşvik etti.)
  9. She implicitly suggested that she was not interested in the project by not attending the meeting. (Toplantıya katılmayarak projeyle ilgilenmediğini örtük olarak ima etti.)
  10. The company’s culture of innovation was implicitly encouraged by the CEO. (Şirketin yenilik kültürü CEO tarafından örtük olarak teşvik edildi.)
  11. Implicit bias can lead to discrimination. (Örtük önyargı ayrımcılığa yol açabilir.)
  12. He implicitly acknowledged his mistake by apologizing. (Özür dileyerek hatasını örtük olarak kabul etti.)
  13. The boss implicitly conveyed that he wanted the project finished by the end of the week. (Patron, projenin haftanın sonuna kadar bitirilmesini örtük olarak iletti.)Implicitly agreeing to the terms and conditions means you accept them. (Şartları ve koşulları örtük olarak kabul etmek, onları kabul ettiğiniz anlamına gelir.)
  14. The policy change was implicitly announced in the newsletter. (Politika değişikliği bültende örtük olarak duyuruldu.)
  15. Her body language implicitly communicated her nervousness. (Vücut dili sinirli olduğunu örtük olarak iletiyordu.)
  16. Their agreement was implicitly based on trust rather than a written contract. (Onların anlaşması yazılı bir sözleşme yerine güvene örtük olarak dayanıyordu.)
  17. The speaker’s tone implicitly suggested that he disagreed with the proposal. (Konuşmacının tonu, öneriye karşı çıktığını örtük olarak ima ediyordu.)
  18. He implicitly assumed that everyone had read the email. (Herkesin e-postayı okuduğunu örtük olarak varsaydı.)
  19. The advertisement implicitly suggested that using their product would make you happier. (Reklam, ürünlerini kullanmanın sizi daha mutlu yapacağını örtük olarak ima etti.)
  20. The company’s values were implicitly understood by all employees. (Şirketin değerleri tüm çalışanlar tarafından örtük olarak anlaşıldı.)
  21. Her lack of response implicitly indicated that she was not interested. (Cevap vermemesi, ilgilenmediğini örtük olarak gösterdi.)
  22. The silence implicitly indicated that the meeting was over. (Sessizlik, toplantının bittiğini örtük olarak gösterdi.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.