Basin İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Basin İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

BASIN

Basin, sıvı veya gazın yerçekimi tarafından belirli bir alanda biriktiği yerdir.

Örnek cümleler:

1. The basin filled with water after the heavy rain. (Ağır yağmur sonrası havuz suyla doldu.)
2. The oil was extracted from the basin. (Petrol havuzdan çıkarıldı.)
3. The sink basin is clogged with hair. (Lavabo musluğu saçlarla tıkandı.)
4. The basin of the lake is surrounded by mountains. (Gölün havzası dağlarla çevrilidir.)
5. The fisherman caught a lot of fish in the basin. (Balıkçı havuzda birçok balık tuttu.)
6. The basin of the bathtub is stained with soap scum. (Küvetin havzası sabun kalıntılarıyla lekeli.)
7. The basin of the river is wide and deep. (Nehrin havzası geniş ve derin.)
8. The basin of the ocean is vast and full of life. (Okyanusun havzası geniş ve yaşam dolu.)
9. The basin of the sink needs to be cleaned. (Lavabonun havzası temizlenmeli.)
10. The basin of the volcano is where the magma collects. (Volkanın havzası, magmanın biriktiği yerdir.)
11. The basin of the soup bowl is empty. (Çorba kasesinin havzası boş.)
12. The basin of the toilet needs to be flushed. (Tuvaletin havzası çekilmeli.)
13. The basin of the pool is where the water is stored. (Havuzun havzası, suyun depolandığı yerdir.)
14. The basin of the sink is made of stainless steel. (Lavabo havzası paslanmaz çelikten yapılmıştır.)
15. The basin of the salad bowl is filled with greens. (Salata kasesinin havzası yeşilliklerle doludur.)
16. The basin of the hot springs is where people go to relax. (Sıcak su kaynağının havzası, insanların rahatlamak için gittikleri yerdir.)
17. The basin of the dam holds back the water. (Barajın havzası, suyu geri tutar.)
18. The basin of the pot is where the food is cooked. (Tencerenin havzası, yemeğin pişirildiği yerdir.)
19. The basin of the glass is filled with ice. (Bardak havzası buzla dolu.)
20. The basin of the canal is where the boats travel. (Kanalın havzası, teknelerin seyahat ettiği yerdir.)

BASIN (Continued)

21. The basin of the glacier is where ice is formed. (Buzulun havzası, buzun oluştuğu yerdir.)
22. The basin of the fountain is where the water shoots up. (Çeşmenin havzası, suyun fışkırdığı yerdir.)
23. The basin of the river is teeming with life. (Nehrin havzası, hayatla doludur.)
24. The basin of the sink needs to be scrubbed clean. (Lavabo havzası ovalanarak temizlenmeli.)
25. The basin of the lake is home to many different species of fish. (Gölün havzası, birçok farklı balık türüne ev sahipliği yapar.)
26. The basin of the bathtub is big enough for two people. (Küvetin havzası, iki kişilik yeterince büyüktür.)
27. The basin of the swimming pool is where people cool off in the summer. (Yüzme havuzunun havzası, insanların yazın serinlemek için gittikleri yerdir.)
28. The basin of the river is the source of irrigation for the surrounding farms. (Nehrin havzası, çevredeki çiftlikler için sulama kaynağıdır.)
29. The basin of the hot tub is where people relax after a long day. (Jakuzinin havzası, insanların uzun bir günün ardından rahatladığı yerdir.)
30. The basin of the kitchen sink is where dishes are washed. (Mutfak lavabosunun havzası, bulaşıkların yıkandığı yerdir.)