Banality İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Banality İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Banality (Basitlik)

Banality, sıradan, basit, tekdüze ve öngörülebilir bir şeyi ifade eder. Bir şeyin önemsiz veya ilginç olmayan bir şekilde alışılmış hale gelmesi durumunu tanımlar.

Örnek Cümleler:

  1. I am tired of the banality of everyday life. (Her günkü sıradan hayattan bıktım.)
  2. His speech was filled with banalities and lacked any original thought. (Konuşması sıradanlıklarla doluydu ve herhangi bir özgün düşünceyi içermiyordu.)
  3. The movie was full of banal dialogue and predictable plot twists. (Film, sıradan diyaloglar ve tahmin edilebilir bir hikaye örgüsü ile doluydu.)
  4. The writer was criticized for the banality of his writing style. (Yazar, yazım tarzının sıradanlığından dolayı eleştirildi.)
  5. The party was a banal affair, with the same old decorations and music. (Parti, aynı eski süslemeler ve müzikle sıradan bir etkinlikti.)
  6. The artist’s work was dismissed as banal and unoriginal. (Sanatçının eseri sıradan ve özgün olmadığı gerekçesiyle reddedildi.)
  7. The conversation quickly devolved into banal small talk. (Konuşma hızla sıradan küçük sohbete dönüştü.)
  8. The banality of his jokes made everyone yawn. (Şakalarının sıradanlığı herkesi uyku bastırdı.)
  9. The book was criticized for its banal characters and predictable plot. (Kitap, sıradan karakterleri ve tahmin edilebilir öyküsü nedeniyle eleştirildi.)
  10. The art exhibit was filled with banal paintings that lacked any originality. (Sanat sergisi, özgünlükten yoksun sıradan resimlerle doluydu.)
  11. The conference was a banal affair, with the same old speakers and topics. (Konferans, aynı eski konuşmacılar ve konularla sıradan bir etkinlikti.)
  12. The company’s advertising campaign was criticized for its banality and lack of creativity. (Şirketin reklam kampanyası, sıradanlığı ve yaratıcılıktan yoksunluğu nedeniyle eleştirildi.)
  13. The conversation was full of banal platitudes that added nothing to the discussion. (Konuşma, tartışmaya hiçbir şey katmayan sıradan klişelerle doluydu.)
  14. The banality of his excuses made it clear he was lying. (Bahanelerinin sıradanlığı yalan söylediğini açıkça ortaya koydu.)
  15. The restaurant’s menu was filled with banal dishes that lacked any creativity. (Restoranın menüsü, yaratıcılıktan yoksun sıradan yemeklerle doluydu.)
  16. The writer’s banal descriptions failed to bring the setting to life
  1. The politician’s speech was criticized for its banality and lack of substance. (Politikacının konuşması, sıradanlığı ve içeriğin eksikliği nedeniyle eleştirildi.)
  2. The conference room was filled with banal decor and generic furniture. (Konferans odası, sıradan dekor ve genel mobilyalarla doluydu.)
  3. The song’s lyrics were filled with banal clichés that failed to resonate with listeners. (Şarkının sözleri, dinleyicilerle uyum sağlayamayan sıradan klişelerle doluydu.)
  4. The movie’s ending was a banal cliché that left audiences disappointed. (Filmin sonu, hayal kırıklığına uğrayan sıradan bir klişeydi.)

(Türkçe çeviriler yukarıdadır, İngilizce cümleler kalın ve mavi renkle yazılmıştır.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.