Awkwardly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Awkwardly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Awkwardly (Uyumlu Olmayan Bir Şekilde)

Awkwardly kelimesi bir durumun uyumsuz, beceriksiz veya rahatsız edici bir şekilde oluşunu ifade etmek için kullanılır. İşte örnek cümleler:

  1. She walked awkwardly in her high heels. (Yüksek topuklu ayakkabılarıyla beceriksizce yürüdü.)
  2. He spoke awkwardly in front of the large audience. (Büyük bir izleyici kitlesi önünde beceriksizce konuştu.)
  3. They greeted each other awkwardly. (Birbirlerine uyumsuz şekilde selam verdiler.)
  4. The situation was handled awkwardly by the management. (Yönetim tarafından uyumsuz şekilde ele alındı.)
  5. She smiled awkwardly when he told her the joke. (Ona şakayı anlattığında beceriksizce gülümsedi.)
  6. He hugged her awkwardly, not knowing what to say. (Ne söyleyeceğini bilemeyen bir şekilde ona sarıldı.)
  7. They danced awkwardly at the party. (Partide uyumsuz bir şekilde dans ettiler.)
  8. The new employee introduced herself awkwardly. (Yeni çalışan kendini uyumsuz bir şekilde tanıttı.)
  9. He tried to fit in with the group, but always felt awkwardly out of place. (Gruba uyum sağlamaya çalıştı, ancak her zaman uyumsuz bir şekilde yerinde hissetti.)
  10. She laughed awkwardly when he spilled his drink on himself. (Kendine içeceğini döktüğünde beceriksizce güldü.)
  11. The conversation ended awkwardly when nobody knew what to say next. (Sıradaki ne söyleneceğini kimse bilmediği için konuşma uyumsuz şekilde bitti.)
  12. He walked awkwardly through the crowded room, trying not to bump into anyone. (Kimseye çarpmamaya çalışarak kalabalık bir odada beceriksizce yürüdü.)
  13. They argued awkwardly about who would pay the bill. (Kimin hesabı ödeyeceği konusunda uyumsuz bir şekilde tartıştılar.)
  14. She answered the phone awkwardly, not recognizing the caller’s voice. (Aranan kişinin sesini tanımadığı için telefona uyumsuz bir şekilde cevap verdi.)
  15. The teacher corrected the student’s mistake awkwardly, not wanting to hurt their feelings. (Öğretmen öğrencinin hatasını incitmeden beceriksizce düzeltti.)
  16. They hugged each other awkwardly, not knowing how to say goodbye. (Veda etmek için ne söyleyeceklerini bilemeyen bir şekilde birbirlerine sarıldılar.)
  17. He apologized awkwardly for being late. (Geç kaldığı için beceriksizce özür diledi.)
  18. The party ended awkwardly when the host’s parents showed up unexpectedly. (Ev sahibinin ebeveynleri beklenmedik bir şekilde ortaya çıkınca parti uyumsuz bir şekilde bitti.)
  19. She tried to hide her embarrassment by laughing awkwardly. (Utancını becer
  1. The couple sat awkwardly in silence, not knowing what to say to each other after their argument. (Çift tartışmalarının ardından birbirlerine ne söyleyeceklerini bilemeden uyumsuz bir şekilde sessizce oturdular.)

Bu örnek cümlelerde görüleceği gibi, “awkwardly” kelimesi, bir durumun uyumsuz, beceriksiz veya rahatsız edici bir şekilde oluşunu ifade etmek için kullanılır.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.