Automotive İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Automotive İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Automotive (otomotiv)

Automotive refers to anything related to motor vehicles or automobiles.

1. I work in the automotive industry. (Otomotiv endüstrisinde çalışıyorum.)
2. He is a skilled automotive technician. (Otomotiv teknisyeni olarak usta.)
3. The automotive sector is facing tough competition. (Otomotiv sektörü sert rekabetle karşı karşıya.)
4. The company manufactures automotive parts. (Şirket otomotiv parçaları üretiyor.)
5. She studies automotive engineering at university. (Otomotiv mühendisliği okuyor.)
6. The automotive industry is rapidly evolving. (Otomotiv endüstrisi hızla gelişiyor.)
7. He is interested in automotive design. (Otomotiv tasarımına ilgisi var.)
8. The automotive market is constantly changing. (Otomotiv pazarı sürekli değişiyor.)
9. The automotive sector contributes significantly to the economy. (Otomotiv sektörü ekonomiye önemli katkı sağlıyor.)
10. The automotive industry is one of the largest employers in the world. (Otomotiv endüstrisi dünyanın en büyük işverenlerinden biridir.)
11. He is passionate about automotive racing. (Otomobil yarışlarına tutkulu.)
12. The automotive sector has a significant impact on the environment. (Otomotiv sektörü çevre üzerinde önemli etkiye sahip.)
13. She works for an automotive dealership. (Bir otomotiv bayisinde çalışıyor.)
14. The automotive industry is investing heavily in electric cars. (Otomotiv endüstrisi elektrikli arabalara ağır yatırım yapıyor.)
15. He is an expert in automotive technology. (Otomotiv teknolojisi konusunda uzman.)
16. The automotive industry is striving to make cars safer. (Otomotiv endüstrisi arabaları daha güvenli hale getirmeye çalışıyor.)
17. She drives a brand new automotive. (Yeni bir otomobil kullanıyor.)
18. The automotive market is highly competitive. (Otomotiv pazarı son derece rekabetçi.)
19. He is a successful automotive entrepreneur. (Başarılı bir otomotiv girişimcisi.)
20. The automotive industry plays a vital role in transportation. (Otomotiv endüstrisi ulaşımda hayati bir rol oynar.)

Automotive İle İlgili Cümleler (Devam)

21. The automotive industry is adapting to meet new regulations. (Otomotiv endüstrisi yeni düzenlemelere uyum sağlamak için adapte oluyor.)
22. She is studying to become an automotive mechanic. (Otomotiv tamircisi olmak için çalışıyor.)
23. The automotive industry has a complex supply chain. (Otomotiv endüstrisi karmaşık bir tedarik zincirine sahiptir.)
24. He owns a successful automotive repair shop. (Başarılı bir otomobil tamir dükkanına sahip.)
25. The automotive sector is experiencing a shortage of skilled workers. (Otomotiv sektörü kalifiye işçi sıkıntısı yaşıyor.)
26. She is an expert in automotive marketing. (Otomotiv pazarlaması konusunda uzman.)
27. The automotive industry is facing pressure to reduce emissions. (Otomotiv endüstrisi emisyonları azaltma konusunda baskı altında.)
28. He has a passion for restoring classic automotive. (Klasik otomobilleri restore etmeye olan bir tutkusu var.)
29. The automotive sector is a major contributor to innovation. (Otomotiv sektörü yenilikte önemli bir katkı sağlar.)
30. She works in automotive research and development. (Otomotiv araştırma ve geliştirme alanında çalışıyor.)
31. The automotive industry is exploring new technologies such as autonomous driving. (Otomotiv endüstrisi otonom sürüş gibi yeni teknolojileri araştırıyor.)
32. He is an expert in automotive safety standards. (Otomotiv güvenlik standartları konusunda uzman.)
33. The automotive industry is a major contributor to the global economy. (Otomotiv endüstrisi küresel ekonomiye önemli bir katkı sağlar.)
34. She is studying to become an automotive designer. (Otomotiv tasarımcısı olmak için çalışıyor.)
35. The automotive sector is investing in renewable energy sources. (Otomotiv sektörü yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapıyor.)
36. He is a pioneer in automotive technology. (Otomotiv teknolojisinde öncülerden biri.)
37. The automotive industry is working to reduce its environmental impact. (Otomotiv endüstrisi çevresel etkisini azaltmak için çalışıyor.)
38. She works for a leading automotive manufacturer. (Önde gelen bir otomobil üreticisinde çalışıyor.)
39. The automotive industry is embracing digital technology. (Otomotiv endüstrisi dijital teknolojiye açık.)
40. He is an expert in