Handcuff İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Handcuff İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Handcuff İle İlgili Cümleler

Handcuff, Türkçe karşılığı kelepçe olan bir kelime olup, genellikle güvenlik görevlileri tarafından suçluların ellerini arkadan bağlamak için kullanılan bir alet olarak bilinir. İşte handcuff kelimesinin kullanıldığı 20 örnek cümle:

1. The police officer handcuffed the suspect and put him in the back of the patrol car. (Polis memuru şüpheliyi kelepçeledi ve arka taraftaki devriyeye koydu.)
2. The criminal was taken into custody and handcuffed by the security guard. (Suçlu güvenlik görevlisi tarafından gözaltına alındı ve kelepçelendi.)
3. The prisoner was handcuffed to the bed for his own safety. (Mahkum kendi güvenliği için yatağa kelepçelendi.)
4. The handcuffs were too tight and left marks on the suspect’s wrists. (Kelepçeler çok sıkıydı ve şüphelinin bileklerinde izler bıraktı.)
5. The police officer warned the suspect to cooperate or he would be handcuffed. (Polis memuru şüpheliyi işbirliği yapmaya uyararak kelepçeleyeceğini söyledi.)
6. The security guard carried a pair of handcuffs on his belt at all times. (Güvenlik görevlisi her zaman kemerinde bir çift kelepçe taşırdı.)
7. The suspect tried to escape but was quickly handcuffed by the police officer. (Şüpheli kaçmaya çalıştı ancak hızlıca polis memuru tarafından kelepçelendi.)
8. The criminal was handcuffed and escorted out of the courtroom by the bailiff. (Suçlu kelepçelendi ve adliye görevlisi tarafından dışarı çıkarıldı.)
9. The handcuffs clicked shut around the suspect’s wrists, securing him in place. (Kelepçeler şüphelinin bileklerinde kilitlendi ve onu yerinde tuttu.)
10. The police officer had to call for backup to handcuff the violent suspect. (Polis memuru şiddetli şüpheliyi kelepçelemek için destek çağırmak zorunda kaldı.)
11. The suspect was handcuffed and frisked for weapons before being taken into custody. (Şüpheli kelepçelendi ve gözaltına alınmadan önce silahlar için arandı.)
12. The prisoner was handcuffed to the bench in the holding cell. (Mahkum tutuklama hücresindeki bankoya kelepçelendi.)
13. The handcuffs were removed from the suspect’s wrists when he was cleared of all charges. (Kelepçeler, tüm suçlamaları düşürülen şüphelinin bileklerinden çıkarıldı.)
14. The security guard used handcuffs to detain the shoplifter until the police arrived. (Güvenlik görevlisi, polis gelene kadar hırsızı tutmak için kelepçe kullandı.)
15. The police officer handed the suspect’s handcuffs to the booking officer. (Polis

memuru, şüphelinin kelepçelerini tutuklama memuruna verdi.)
16. The handcuffs were too loose and the suspect was able to slip out of them. (Kelepçeler çok gevşekti ve şüpheli onlardan kayabildi.)

17. The suspect was handcuffed and placed in a holding cell to await trial. (Şüpheli kelepçelendi ve duruşmayı beklemek için tutuklama hücresine konuldu.)
18. The police officer approached the suspect with handcuffs at the ready. (Polis memuru hazırda kelepçelerle şüpheliye yaklaştı.)
19. The prisoner was handcuffed and led out of the courtroom in shackles. (Mahkum kelepçelendi ve zincirlerle bağlanarak adliye salonundan çıkarıldı.)
20. The handcuffs were made of steel and had a double locking mechanism for extra security. (Kelepçeler çelikten yapılmış ve ek güvenlik için çift kilitleme mekanizmasına sahipti.)