Augurate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Augurate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Augur

Augur kelimesi “kehanet etmek, işaret etmek” anlamına gelir.

  1. The sudden change in weather augurs a storm. (Ani hava değişikliği fırtınayı işaret ediyor.)
  2. The team’s recent successes augur well for the upcoming game. (Takımın son başarıları önümüzdeki maç için iyiye işaret ediyor.)
  3. The crow’s arrival augured a death in the family. (Karganın varışı ailede bir ölümün habercisiydi.)
  4. The new product launch is augured to be a huge success. (Yeni ürün lansmanı büyük bir başarı olacak şekilde işaret ediliyor.)
  5. The company’s declining profits do not augur well for its future. (Şirketin azalan karı, geleceği için iyiye işaret etmiyor.)
  6. The prophet augured that the kingdom would fall. (Peygamber, krallığın düşeceğini öngördü.)
  7. The black cat crossing the road augurs bad luck. (Yolun karşısından geçen siyah kedi şanssızlığı işaret eder.)
  8. The broken mirror augured seven years of bad luck. (Kırık ayna yedi yıl şanssızlık getirir.)
  9. The political tensions in the country augur a possible civil war. (Ülkedeki siyasi gerilimler olası bir iç savaşı işaret ediyor.)
  10. The eagle soaring in the sky augurs freedom and independence. (Gökyüzünde süzülen kartal özgürlük ve bağımsızlığı işaret eder.)
  11. The sudden drop in sales augurs a need for a change in strategy. (Ani satış düşüşü stratejide bir değişiklik gerektiğini işaret ediyor.)
  12. The long lines at the polling stations augur a high voter turnout. (Sandık başındaki uzun kuyruklar yüksek bir seçmen katılımını işaret ediyor.)
  13. The prophetess was known for her ability to augur the future. (Kehanet yeteneğiyle tanınan kadın peygamber, geleceği öngörmesiyle bilinirdi.)
  14. The sudden increase in stock prices augurs well for investors. (Hisse fiyatlarında ani bir artış yatırımcılar için iyiye işaret eder.)
  15. The thunder and lightning augured a fierce storm. (Gök gürültüsü ve şimşekler şiddetli bir fırtınayı işaret ediyordu.)
  16. The broken clock augured the end of an era. (Kırık saat, bir çağın sonunu işaret ediyordu.)
  17. The bird’s chirping augured the arrival of spring. (Kuşların ötüşü baharın gelmekte olduğunu işaret ediyordu.)
  18. The old man’s cryptic words seemed to augur some great event. (Yaşlı adamın gizemli sözleri büyük bir olayın işaretini veriyormuş gibi görünüyordu.)
  19. The fortune teller used a crystal ball to

augur the future. (Falcı, geleceği öngörmek için bir kristal top kullandı.)
20. The company’s decision to invest in new technology augurs well for its future growth. (Şirketin yeni teknolojiye yatırım yapma kararı, gelecekteki büyümesi için iyiye işaret ediyor.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.