Attitudinal İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Attitudinal İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Attitudinal

Attitudinal kelimesi, bir kişinin sahip olduğu tutumla ilgilidir. Bu tutum, bir konu hakkındaki fikirlerini ve duygularını yansıtır.

  1. She has a positive attitudinal towards life.
    (Hayata pozitif bir tutumla yaklaşıyor.)

  2. His attitudinal change towards work surprised everyone.
    (İşe karşı tutumundaki değişim herkesi şaşırttı.)

  3. My mother has an attitudinal problem with technology.
    (Annemin teknolojiye karşı bir tutum problemi var.)

  4. His attitudinal behavior in class is unacceptable.
    (Derslerdeki tutumlu davranışı kabul edilemez.)

  5. The company is working on improving their attitudinal approach towards customers.
    (Şirket, müşterilere karşı tutumlu yaklaşımlarını iyileştirmek için çalışıyor.)

  6. She needs to change her attitudinal approach towards teamwork.
    (Takım çalışmasına karşı tutumlu yaklaşımını değiştirmesi gerekiyor.)

  7. The attitudinal shift towards sustainable living is crucial for our planet.
    (Sürdürülebilir yaşama karşı tutumsal değişim gezegenimiz için hayati öneme sahiptir.)

  8. The company’s attitudinal response to the crisis was admirable.
    (Şirketin krize karşı tutumsal tepkisi takdire şayandı.)

  9. His attitudinal disposition towards authority is problematic.
    (Otoriteye karşı tutumsal tavırları sorunlu.)

  10. The attitudinal differences between the two political parties are significant.
    (İki siyasi parti arasındaki tutumsal farklar önemlidir.)

  11. She showed a positive attitudinal response to the feedback she received.
    (Aldığı geri bildirime karşı pozitif bir tutumsal tepki gösterdi.)

  12. The attitudinal divide between the younger and older generations is evident.
    (Genç ve yaşlı nesiller arasındaki tutumsal ayrım açıktır.)

  13. The attitudinal approach towards mental health is changing for the better.
    (Ruh sağlığına karşı tutumsal yaklaşım daha iyiye doğru değişiyor.)

  14. His attitudinal stance towards social justice is admirable.
    (Toplumsal adaletle ilgili tutumsal duruşu takdire şayandır.)

  15. The attitudinal differences between the two cultures caused misunderstandings.
    (İki kültür arasındaki tutumsal farklar yanlış anlamalara neden oldu.)

  16. The company’s attitudinal shift towards diversity and inclusion is commendable.
    (Şirketin çeşitlilik ve kapsayıcılığa karşı tutumsal değişimi takdire şayandır.)

  17. Her attitudinal reaction to the news was unexpected.
    (Haberlere karşı tutumsal tepkisi beklenmedikti.)

  18. The attitudinal shift towards remote work is happening across many industries.
    (Uzaktan çalışmaya karşı tutumsal değişim birçok sektörde gerçekleş

iyor.)

  1. His attitudinal beliefs about the role of government are controversial.
    (Hükümetin rolüne karşı tutumsal inanışları tartışmalı.)

  2. The attitudinal response towards the pandemic varies from person to person.
    (Pandemiye karşı tutumsal tepki kişiden kişiye değişiyor.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.