Attitudinal İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Attitudinal
Attitudinal kelimesi, bir kişinin sahip olduğu tutumla ilgilidir. Bu tutum, bir konu hakkındaki fikirlerini ve duygularını yansıtır.
-
She has a positive attitudinal towards life.
(Hayata pozitif bir tutumla yaklaşıyor.) -
His attitudinal change towards work surprised everyone.
(İşe karşı tutumundaki değişim herkesi şaşırttı.) -
My mother has an attitudinal problem with technology.
(Annemin teknolojiye karşı bir tutum problemi var.) -
His attitudinal behavior in class is unacceptable.
(Derslerdeki tutumlu davranışı kabul edilemez.) -
The company is working on improving their attitudinal approach towards customers.
(Şirket, müşterilere karşı tutumlu yaklaşımlarını iyileştirmek için çalışıyor.) -
She needs to change her attitudinal approach towards teamwork.
(Takım çalışmasına karşı tutumlu yaklaşımını değiştirmesi gerekiyor.) -
The attitudinal shift towards sustainable living is crucial for our planet.
(Sürdürülebilir yaşama karşı tutumsal değişim gezegenimiz için hayati öneme sahiptir.) -
The company’s attitudinal response to the crisis was admirable.
(Şirketin krize karşı tutumsal tepkisi takdire şayandı.) -
His attitudinal disposition towards authority is problematic.
(Otoriteye karşı tutumsal tavırları sorunlu.) -
The attitudinal differences between the two political parties are significant.
(İki siyasi parti arasındaki tutumsal farklar önemlidir.) -
She showed a positive attitudinal response to the feedback she received.
(Aldığı geri bildirime karşı pozitif bir tutumsal tepki gösterdi.) -
The attitudinal divide between the younger and older generations is evident.
(Genç ve yaşlı nesiller arasındaki tutumsal ayrım açıktır.) -
The attitudinal approach towards mental health is changing for the better.
(Ruh sağlığına karşı tutumsal yaklaşım daha iyiye doğru değişiyor.) -
His attitudinal stance towards social justice is admirable.
(Toplumsal adaletle ilgili tutumsal duruşu takdire şayandır.) -
The attitudinal differences between the two cultures caused misunderstandings.
(İki kültür arasındaki tutumsal farklar yanlış anlamalara neden oldu.) -
The company’s attitudinal shift towards diversity and inclusion is commendable.
(Şirketin çeşitlilik ve kapsayıcılığa karşı tutumsal değişimi takdire şayandır.) -
Her attitudinal reaction to the news was unexpected.
(Haberlere karşı tutumsal tepkisi beklenmedikti.) -
The attitudinal shift towards remote work is happening across many industries.
(Uzaktan çalışmaya karşı tutumsal değişim birçok sektörde gerçekleş
iyor.)
-
His attitudinal beliefs about the role of government are controversial.
(Hükümetin rolüne karşı tutumsal inanışları tartışmalı.) -
The attitudinal response towards the pandemic varies from person to person.
(Pandemiye karşı tutumsal tepki kişiden kişiye değişiyor.)
Hemen Yorum Yaz