Aspire İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Aspire İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Aspire

Aspire, İngilizce bir fiil olup “umut etmek, özlemek, hayal etmek” anlamlarına gelir.

Örnek cümleler:

1. She aspires to be a famous actress one day. (O, bir gün ünlü bir aktris olmayı umuyor.)
2. He aspires to become a successful entrepreneur. (O, başarılı bir girişimci olmayı hedefliyor.)
3. They aspire to make a positive impact on society. (Onlar, toplumda olumlu bir etki yaratmayı hedefliyorlar.)
4. As a child, she aspired to be a doctor. (Çocukken, o doktor olmayı istiyordu.)
5. The company aspires to be a leader in its industry. (Şirket, kendi sektöründe lider olmayı hedefliyor.)
6. He aspired to greatness but fell short. (O, büyüklüğe ulaşmayı umdu ama başarısız oldu.)
7. She aspires to inspire others with her music. (O, müziğiyle diğerlerine ilham vermek istiyor.)
8. The team aspires to win the championship this year. (Takım, bu yıl şampiyonluğu kazanmayı hedefliyor.)
9. He aspired to live a life full of adventure. (O, macera dolu bir hayat yaşamayı umdu.)
10. She aspired to become a successful writer. (O, başarılı bir yazar olmayı umuyordu.)
11. The young athlete aspired to be an Olympic champion. (Genç sporcu, olimpiyat şampiyonu olmayı umdu.)
12. He aspired to create a world-changing invention. (O, dünya değiştirecek bir icat yapmayı umdu.)
13. She aspired to be a role model for young girls. (O, genç kızlar için rol model olmayı umuyordu.)
14. The band aspired to make music that would touch people’s hearts. (Grup, insanların kalplerine dokunacak müzik yapmayı hedefledi.)
15. He aspired to make a difference in the world through his charity work. (O, hayır işleriyle dünyada fark yaratmayı umdu.)
16. She aspired to climb the highest mountain in the world. (O, dünyanın en yüksek dağına tırmanmayı umdu.)
17. The company aspired to create a product that would revolutionize the industry. (Şirket, sektörü devrim yapacak bir ürün yaratmayı hedefledi.)
18. He aspired to be a respected leader in his community. (O, toplumunda saygın bir lider olmayı umdu.)
19. She aspired to be a fashion designer and create unique clothes. (O, moda tasarımcısı olmayı ve özgün kıyafetler tasarlamayı umuyordu.)
20. The artist aspired to create paintings that would be remembered for generations. (Sanatçı, nesiller boyu hatırlanacak tablolar yapmayı umdu.)

More Example Sentences with “Aspire”

21. The young student aspired to get into a prestigious university. (Genç öğrenci, saygın bir üniversiteye girmeyi umdu.)
22. She aspired to learn a new language and travel the world. (O, yeni bir dil öğrenip dünyayı gezmeyi umuyordu.)
23. The company aspired to create a sustainable business model. (Şirket, sürdürülebilir bir iş modeli oluşturmayı hedefledi.)
24. He aspired to become a professional athlete since he was a child. (Çocukken beri, o profesyonel bir sporcu olmayı umdu.)
25. She aspired to start her own business and be her own boss. (O, kendi işini kurup kendi patronu olmayı umuyordu.)
26. The organization aspired to promote human rights and equality. (Örgüt, insan haklarını ve eşitliği desteklemeyi hedefledi.)
27. He aspired to become a respected scientist in his field. (O, alanında saygın bir bilim adamı olmayı umdu.)
28. She aspired to make a difference in the lives of people with disabilities. (O, engelli insanların hayatında fark yaratmayı umuyordu.)
29. The artist aspired to create a masterpiece that would inspire others. (Sanatçı, diğerlerine ilham verecek bir başyapıt yapmayı umdu.)
30. He aspired to overcome his fears and become a confident public speaker. (O, korkularını yenip kendine güvenen bir konuşmacı olmayı umdu.)
31. She aspired to be a successful entrepreneur and create innovative products. (O, başarılı bir girişimci olup yenilikçi ürünler yaratmayı umuyordu.)
32. The musician aspired to write a hit song that would be played around the world. (Müzisyen, dünya çapında çalınacak bir hit şarkı yazmayı umdu.)
33. He aspired to be a world traveler and explore new cultures. (O, dünya gezgini olup yeni kültürler keşfetmeyi umdu.)
34. She aspired to be a great teacher and inspire her students to learn. (O, harika bir öğretmen olup öğrencilerinin öğrenmeye ilham almasını umuyordu.)
35. The company aspired to create a product that would improve people’s lives. (Şirket, insanların hayatını iyileştirecek bir ürün yaratmayı hedefledi.)
36. He aspired to be a great chef and open his own restaurant. (O, harika bir şef olup kendi restoranını açmayı umdu.)
37. She aspired to be a professional dancer and perform on stage. (O, profesyonel bir dansçı olup sahnede performans sergilemeyi umuyordu.)
38. The team aspired to win the championship and make history. (Takım, şampiyonluğu kazanıp tarihe geçmeyi hedefledi.)
39. He aspired to be a successful actor and star in blockbuster movies. (O, baş