Argument İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Argument İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Argument

Argument: tartışma, münakaşa anlamına gelir. İki veya daha fazla kişi arasında bir konu hakkında fikir ayrılığı olduğunda, argument ortaya çıkabilir. Bu, herkesin kendi fikirlerini savunmaya ve karşı tarafın fikirlerine karşı kanıtlar sunmaya çalıştığı bir tartışma sürecidir.

  1. Our argument last night got out of hand. – Dün geceki tartışmamız kontrolden çıktı.
  2. I don’t want to get into an argument with you. – Seninle tartışmak istemiyorum.
  3. He presented a convincing argument. – O, ikna edici bir argüman sundu.
  4. I can’t argue with that logic. – O mantıkla tartışamam.
  5. They had a heated argument about politics. – Siyasetle ilgili ateşli bir tartışma yaşadılar.
  6. Let’s avoid arguments and have a civilized conversation. – Tartışmalardan kaçınalım ve medeni bir konuşma yapalım.
  7. She always wins the arguments with her quick wit. – Hızlı zekasıyla her zaman tartışmaları kazanır.
  8. The argument continued for hours without any conclusion. – Tartışma, herhangi bir sonuç olmadan saatlerce devam etti.
  9. I can’t believe we’re still having the same argument. – Hala aynı tartışmayı yapıyor olduğumuza inanamıyorum.
  10. The two politicians had an argument on live television. – İki politikacı canlı televizyonda tartıştılar.
  11. He made a compelling argument for the proposal. – Öneri için ikna edici bir argüman ortaya koydu.
  12. The argument became more and more intense as it went on. – Tartışma devam ettikçe daha da yoğunlaştı.
  13. It’s not worth having an argument over such a trivial matter. – Bu kadar önemsiz bir konu için tartışmak değmez.
  14. We need to find a way to settle this argument once and for all. – Bu tartışmayı bir kez ve herkes için sonlandıracak bir yol bulmalıyız.
  15. She raised some valid points in her argument. – Argümanında bazı geçerli noktaları dile getirdi.
  16. The argument was fueled by misunderstandings on both sides. – Tartışma, her iki tarafın da yanlış anlamalardan kaynaklandı.
  17. He had a weak argument and couldn’t defend his position. – Zayıf bir argümanı vardı ve pozisyonunu savunamadı.
  18. Let’s approach this argument with an open mind and listen to each other’s opinions. – Bu tartışmaya açık bir zihinle yaklaşalım ve birbirimizin fikirlerini dinleyelim.
  19. The argument turned into a shouting match. – Tartışma bir bağırma maçına dönüştü.
  20. I don’t want to argue anymore. Let’s just agree to disagree. – Daha fazla tartışmak istemiyorum. Sadece fikir ayrılığımızı kab

alımaya karar verelim.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.