Arguer İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Arguer İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Arguer İle İlgili Cümleler

Arguer: Bir tartışma veya mücadele sırasında bir tarafı savunan kişi.

  1. The arguer tried to convince everyone that his idea was the best. (Tartışmacı, fikrinin en iyisi olduğunu herkese ikna etmeye çalıştı.)
  2. As the arguer spoke, his voice got louder and more passionate. (Tartışmacı konuşurken, sesi daha yüksek ve tutkulu hale geldi.)
  3. Even though he was outnumbered, the arguer refused to give up. (Çoğunluk karşısında olsa da, tartışmacı pes etmeyi reddetti.)
  4. The arguer’s arguments were well thought out and persuasive. (Tartışmacının argümanları iyi düşünülmüş ve ikna ediciydi.)
  5. The arguer was skilled in debate and often won his arguments. (Tartışmacı, tartışmada yetenekliydi ve sık sık argümanlarını kazanırdı.)
  6. The arguer presented a compelling case for his point of view. (Tartışmacı, bakış açısı için etkileyici bir vaka sunuyordu.)
  7. Despite being emotional, the arguer’s arguments were well-reasoned. (Duygusal olmasına rağmen, tartışmacının argümanları iyi düşünülmüştü.)
  8. The arguer was determined to prove his point, no matter what. (Tartışmacı, ne olursa olsun kendi noktasını kanıtlamaya kararlıydı.)
  9. During the debate, the arguer pointed out the flaws in his opponent’s arguments. (Tartışma sırasında, tartışmacı rakibinin argümanlarındaki kusurları ortaya koydu.)
  10. The arguer was skilled at finding weaknesses in his opponent’s arguments. (Tartışmacı rakibinin argümanlarındaki zayıf noktaları bulmada yetenekliydi.)
  11. Although the arguer was passionate, he always remained respectful towards his opponent. (Tartışmacı tutkulu olsa da, her zaman rakibine saygılı kaldı.)
  12. It was clear that the arguer had done his research and was well-prepared for the debate. (Tartışmacının araştırmasını yaptığı ve tartışmaya iyi hazırlandığı açıktı.)
  13. The arguer was articulate and able to clearly express his ideas. (Tartışmacı, açık ve anlaşılır bir şekilde fikirlerini ifade edebilen biriydi.)
  14. The arguer was able to anticipate his opponent’s arguments and prepare counterpoints. (Tartışmacı, rakibinin argümanlarını tahmin edebildi ve karşı argümanlar hazırlayabildi.)
  15. The arguer used logic and reasoning to support his position. (Tartışmacı, pozisyonunu desteklemek için mantık ve akıl yürütme kullandı.)
  16. Despite being interrupted several times, the arguer remained calm and composed. (Birkaç kez kesilmesine rağmen, tartışmacı sakin ve birleştirici kaldı.)
  17. The arguer was able to persuade the audience to see his point of view. (Tartışmacı, izleyicileri kendi bakış açısını görmeye ikna edebildi.)
  18. The arguer was passionate about his beliefs and was not afraid to defend them. (Tartışmacı, inançlarına tutkulu ve onları savunmaktan korkmuyordu.)
  19. The arguer was skilled at using rhetorical devices to enhance his arguments. (Tartışmacı, argümanlarını güçlendirmek için retorik cihazları kullanmada yetenekliydi.)
  20. After a long and heated debate, the arguer was declared the winner. (Uzun ve hararetli bir tartışmanın ardından, tartışmacı kazanan ilan edildi.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.