Amenable İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Amenable İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Amenable Nedir?

Amenable, Türkçe karşılığı “uyumlu” olan bir sıfattır. Bir kişinin, bir durumun veya bir şeyin yönlendirilebilir, kontrol edilebilir ve uyumlu olduğunu ifade eder. Ayrıca, uygun ve kabul edilebilir anlamlarını da taşır.

Örnek Cümleler:

1. She is very amenable to suggestions for improving the project. (O, proje için geliştirme önerilerine çok uyumludur.)
2. The new employee was amenable to learning new skills. (Yeni çalışan, yeni beceriler öğrenmeye uyum sağladı.)
3. The company’s policies are amenable to change. (Şirketin politikaları değişime uygun.)
4. The team was amenable to working overtime to meet the deadline. (Ekip, süreyi karşılamak için fazla mesai yapmaya uyumluydu.)
5. The child was amenable to discipline and listened to his parents. (Çocuk, disipline uyum sağladı ve ebeveynlerini dinledi.)
6. The weather is not amenable to outdoor activities today. (Bugün hava açık hava aktivitelerine uygun değil.)
7. The teacher found the students amenable to learning new material. (Öğretmen, öğrencilerin yeni materyalleri öğrenmeye uygun olduğunu buldu.)
8. The landlord was amenable to lowering the rent. (Ev sahibi, kiranın düşürülmesine uyum sağladı.)
9. The software is amenable to customization based on user needs. (Yazılım, kullanıcı ihtiyaçlarına göre özelleştirmeye uygun.)
10. The CEO was amenable to feedback from employees. (CEO, çalışanların geri bildirimlerine uyum sağladı.)
11. The restaurant was amenable to making special accommodations for guests with dietary restrictions. (Restoran, beslenme kısıtlamaları olan konuklar için özel ayarlamalar yapmaya uygun.)
12. The patient was amenable to the doctor’s treatment plan. (Hasta, doktorun tedavi planına uyum sağladı.)
13. The dog was amenable to being trained with positive reinforcement. (Köpek, pozitif takviye ile eğitilmeye uygun.)
14. The budget was amenable to reallocating funds for new initiatives. (Bütçe, yeni girişimler için fonları yeniden tahsis etmeye uygun.)
15. The project team was amenable to incorporating feedback from stakeholders. (Proje ekibi, paydaşların geri bildirimlerini dahil etmeye uygun.)
16. The political candidate was amenable to compromise on certain issues. (Siyasi aday, bazı konularda uzlaşmaya uygun.)
17. The company’s culture is amenable to promoting a healthy work-life balance. (Şirket kültürü, sağlıklı bir iş-yaşam dengesini teşvik etmeye uygun.)
18. The negotiation was amenable to finding a win-win solution. (Müzakere

19. The team leader was amenable to hearing out everyone’s opinions before making a decision. (Takım lideri, karar vermeden önce herkesin fikrini dinlemeye uygun.)
20. The city’s zoning laws were not amenable to the construction of a large commercial building in a residential area. (Şehrin zonlama yasaları, bir konut bölgesinde büyük bir ticari binanın inşasına uygun değildi.)

(H4) Türkçe Karşılıklar:

1. Uyumludur
2. Yeni beceriler öğrenmeye uyum sağladı
3. Değişime uygun
4. Fazla mesai yapmaya uyumluydu
5. Disipline uyum sağladı ve ebeveynlerini dinledi
6. Açık hava aktivitelerine uygun değil
7. Öğrencilerin yeni materyalleri öğrenmeye uygun olduğunu buldu
8. Kiranın düşürülmesine uyum sağladı
9. Kullanıcı ihtiyaçlarına göre özelleştirmeye uygun
10. Çalışanların geri bildirimlerine uyum sağladı
11. Beslenme kısıtlamaları olan konuklar için özel ayarlamalar yapmaya uygun
12. Doktorun tedavi planına uyum sağladı
13. Pozitif takviye ile eğitilmeye uygun
14. Yeni girişimler için fonları yeniden tahsis etmeye uygun
15. Paydaşların geri bildirimlerini dahil etmeye uygun
16. Bazı konularda uzlaşmaya uygun
17. Sağlıklı bir iş-yaşam dengesini teşvik etmeye uygun
18. Kazan-kazan çözümü bulmaya uygun
19. Karar vermeden önce herkesin fikrini dinlemeye uygun
20. Bir konut bölgesinde büyük bir ticari binanın inşasına uygun değildi.