Almightiness İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Almightiness İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Almightiness Nedir?

Almightiness İngilizce bir kelime olup, en yaygın anlamıyla ‘tam güçlülük, her şeye gücü yetme’ anlamına gelmektedir.

Örnek Cümleler:

1. Almightiness is one of the qualities attributed to God in many religions. (Her dinde Tanrı’ya atfedilen niteliklerden biri tam güçlülük olarak bilinir.)
2. His almightiness was evident in the way he overcame all obstacles. (Tüm engelleri aşma şeklindeki tam gücü yeteneği onun güçlü olduğunu gösterdi.)
3. The almightiness of nature can be awe-inspiring. (Doğanın tam güçlülüğü insanı hayrete düşürebilir.)
4. She felt the almightiness of the waves as they crashed against the shore. (Dalgaların sahile vurması ile birlikte, o dalgaların tam gücü yeteneğini hissetti.)
5. The king believed in his own almightiness and refused to listen to any advice. (Kral kendi tam gücü yeteneğine inanıyordu ve hiçbir tavsiyeyi dinlemedi.)
6. Only someone with almightiness could have created such a beautiful universe. (Sadece tam gücü yeteneği olan biri böylesine güzel bir evreni yaratabilirdi.)
7. He prayed to God for his almightiness to help him through his struggles. (Zor zamanlarından geçmesinde Tanrı’nın tam gücü yeteneğine güvendi ve ona dua etti.)
8. The almightiness of the storm was terrifying to witness. (Fırtınanın tam gücü yeteneği izlemesi korkunçtu.)
9. The almightiness of the CEO was felt throughout the company. (CEO’nun tam gücü yeteneği tüm şirkette hissediliyordu.)
10. The almightiness of the dictator was challenged by the people’s uprising. (Diktatörün almightiness of technology has transformed the way we live our lives. (Teknolojinin tam gücü yeteneği hayatımızı değiştirdi.)
11. The boxer’s almightiness was on full display during the championship match. (Boksörün tam gücü yeteneği şampiyonluk maçında tamamen ortaya çıktı.)
12. She marveled at the almightiness of the volcano as it erupted in front of her. (Karşısında patlayan volkanın tam gücü yeteneği karşısında hayret etti.)
13. The almightiness of love can conquer all obstacles. (Aşkın tam gücü yeteneği tüm engelleri yenmesi mümkündür.)
14. The almightiness of the law was brought to bear on the criminals. (Suçlular üzerinde hukukun tam gücü yeteneği uygulandı.)
15. She couldn’t deny the almightiness of fate in bringing her to that moment. (O anı yaşamasında kaderin tam gücü yeteneğini inkar edemezdi.)
16. The almightiness of the ocean was a humbling experience for the sailors. (Denizin tam gücü yeteneği denizciler için bir hay humbling deneyimdi.)
17. He believed in the almightiness of education to change people’s lives. (Eğitimin insanların hayatını değiştirebileceği tam gücü yeteneğine inanıyordu.)
18. The almightiness of the universe is a mystery that we may never fully understand. (Evrenin tam gücü yeteneği tam olarak anlamayabileceğimiz bir gizemdir.)
19. The king’s almightiness was challenged by the arrival of a powerful rival. (Güçlü bir rakibin ortaya çıkışıyla kralın tam gücü yeteneği sorgulandı.)
20. The almightiness of the sun is what makes life