Ally With İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Ally kelimesinin Türkçe anlamı:
Müttefik, ortak, destekçi.- She is my ally in this project. (O, bu projede benim müttefikim.)
- The two countries formed an alliance to fight against terrorism. (İki ülke, terörizmle mücadele etmek için bir ittifak oluşturdular.)
- My best friend is always my ally. (En yakın arkadaşım her zaman benim destekçimdir.)
- The company has found a strong ally in the government. (Şirket, hükümette güçlü bir ortak buldu.)
- The politician tried to ally himself with the opposition party. (Politikacı, kendisini muhalefet partisiyle birleştirmeye çalıştı.)
- The team allied with their rivals to defeat the strongest team in the league. (Takım, en güçlü takımı yenmek için rakipleriyle birleşti.)
- The environmental organization is an ally in the fight against climate change. (Çevre örgütü, iklim değişikliğiyle mücadelede bir destekçidir.)
- We need to ally ourselves with other countries to address global issues. (Küresel sorunları ele almak için diğer ülkelerle ittifak kurmamız gerekiyor.)
- The new employee quickly became an ally to his colleagues. (Yeni çalışan, meslektaşlarına hızlı bir şekilde destek oldu.)
- The captain sought to ally with neighboring villages for protection against pirates. (Kaptan, korsanlara karşı korunmak için komşu köylerle birleşmeyi aradı.)
- She was able to ally her love for art with her career in advertising. (Sanata olan sevgisini reklamcılık kariyeriyle birleştirmeyi başardı.)
- The small business owners allied to lobby for tax breaks. (Küçük işletme sahipleri, vergi indirimleri için lobi yapmak için bir araya geldi.)
- The two companies allied to share resources and expertise. (İki şirket, kaynakları ve uzmanlıkları paylaşmak için birleşti.)
- The athlete formed an alliance with his coach to reach his full potential. (Sporcu, tam potansiyeline ulaşmak için koçuyla bir ittifak kurdu.)
- The politician allied with the community to push for social justice reform. (Politikacı, toplumla birleşerek sosyal adalet reformu için baskı yapmaya çalıştı.)
- The soldiers allied with local residents to provide aid after a natural disaster. (Askerler, doğal afet sonrasında yardım sağlamak için yerel sakinlerle birleşti.)
- The teacher allied with parents to improve school facilities. (Öğretmen, okul tesislerini geliştirmek için velilerle birleşti.)
- The team captain allied with the coach to implement new strategies. (Takım kaptanı, yeni stratejiler uygulamak için antrenörle birleşti.)
- The nonprofit organization allied with a business to fund a community center.
- The government allied with healthcare professionals to combat the spread of a pandemic. (Hükümet, bir pandeminin yayılmasını önlemek için sağlık profesyonelleriyle birleşti.)
Türkçe Karşılıklar:
- müttefikim
- terörizmle mücadele etmek için bir ittifak oluşturdular
- destekçimdir
- güçlü bir ortak buldu
- muhalefet partisiyle birleştirmeye çalıştı
- rakipleriyle birleşti
- iklim değişikliğiyle mücadelede bir destekçidir
- küresel sorunları ele almak için diğer ülkelerle ittifak kurmamız gerekiyor
- meslektaşlarına hızlı bir şekilde destek oldu
- korsanlara karşı korunmak için komşu köylerle birleşmeyi aradı
- sanata olan sevgisini reklamcılık kariyeriyle birleştirmeyi başardı
- vergi indirimleri için lobi yapmak için bir araya geldi
- kaynakları ve uzmanlıkları paylaşmak için birleşti
- tam potansiyeline ulaşmak için koçuyla bir ittifak kurdu
- sosyal adalet reformu için baskı yapmaya çalıştı
- doğal afet sonrasında yardım sağlamak için yerel sakinlerle birleşti
- okul tesislerini geliştirmek için velilerle birleşti
- yeni stratejiler uygulamak için antrenörle birleşti
- topluluk merkezini finanse etmek için bir işletmeyle birleşti
- bir pandeminin yayılmasını önlemek için sağlık profesyonelleriyle birleşti
Hemen Yorum Yaz