
Punctilious İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Punctilious Nedir?
Punctilious kelimesi, Türkçe’de “titiz”, “dikkatli”, “ahlaki ölçülere bağlı kalarak özenli” anlamlarına gelir.
Örnek cümleler:
- She is very punctilious about her appearance. (Görünümüne çok titizlikle önem verir.)
- He’s always punctilious about arriving on time. (Her zaman zamanında gelmeye dikkat eder.)
- The company has a punctilious approach to customer service. (Şirket müşteri hizmetlerine özenli bir yaklaşım sergiler.)
- She’s a punctilious editor and always catches even the smallest errors. (O, titiz bir editördür ve en küçük hataları bile fark eder.)
- The chef was punctilious about using only the freshest ingredients. (Şef, sadece en taze malzemeleri kullanmaya dikkat etti.)
- The author was punctilious in his research, ensuring all the facts were correct. (Yazar, araştırmasında özenliydi ve tüm gerçeklerin doğru olduğundan emin oldu.)
- He’s very punctilious in his dealings with others, always following proper etiquette. (Başkalarıyla ilişkilerinde çok özenlidir ve her zaman uygun etiketi takip eder.)
- The company has a punctilious policy on data privacy. (Şirket, veri gizliliği konusunda titiz bir politikaya sahiptir.)
- She’s punctilious in her record-keeping, ensuring all documents are properly filed. (Kayıt tutma konusunda titizdir ve tüm belgelerin düzgün şekilde dosyalanmasını sağlar.)
- The teacher was punctilious in grading assignments, ensuring fairness for all students. (Öğretmen, ödevleri notlarken titiz davrandı ve tüm öğrenciler için adil bir değerlendirme yaptı.)
- The architect was punctilious in his attention to detail, resulting in a flawless design. (Mimar, ayrıntılara özen göstererek kusursuz bir tasarım ortaya çıkardı.)
- She’s punctilious in her hygiene, always washing her hands and keeping a clean workspace. (Hijyen konusunda özenli, her zaman ellerini yıkıyor ve temiz bir çalışma alanı tutuyor.)
- The company has a punctilious approach to safety regulations. (Şirket, güvenlik düzenlemelerine özenli bir yaklaşım sergiler.)
- He’s punctilious about following traffic rules, always wearing his seatbelt and using turn signals. (Trafik kurallarına uyma konusunda özenli, her zaman emniyet kemerini takar ve sinyal kullanır.)
- The artist was punctilious in his use of color, creating a vibrant and harmonious painting. (Sanatçı, renk kullanımında titiz davrandı ve canlı ve uyumlu bir resim ortaya çıkardı.)
- The lawyer was punctilious in preparing the case, leaving no stone
unturned. (Avukat, davanın hazırlanmasında titiz davrandı ve hiçbir şeyi gözden kaçırmadı.)
17. The team was punctilious in their preparation for the competition, practicing tirelessly. (Ekip, yarışma için hazırlık konusunda titiz davrandı ve yorulmadan antrenman yaptı.)
- The hotel has a punctilious approach to cleanliness, ensuring all rooms are spotless. (Otel, temizlik konusunda özenli bir yaklaşım sergiliyor ve tüm odaların lekesiz olduğundan emin oluyor.)
- She’s punctilious about her diet, carefully monitoring what she eats. (Diyet konusunda titiz, ne yediğine dikkatle bakıyor.)
- The company was punctilious in its hiring process, ensuring all candidates were thoroughly vetted. (Şirket, işe alım sürecinde özenli davrandı ve tüm adayların detaylı bir şekilde incelendiğinden emin oldu.)
Hemen Yorum Yaz