All Over İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

All Over İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

All Over

Türkçe anlamı: Her yerde, tümüyle, tamamen, hemen hemen her yerde.

1. I’ve searched all over the house for my keys. (Anahtarlarım için evin her yerinde aradım.)
2. The news about the accident is all over the internet. (Kazayla ilgili haber internetin her yerinde.)
3. She spread the butter all over the bread. (Ekmek üzerine tereyağı tamamen yaydı.)
4. The party decorations were all over the room. (Parti süsleri odanın her yerindeydi.)
5. He traveled all over the world when he was younger. (Daha gençken tüm dünyayı gezdi.)
6. The baby’s toys were scattered all over the floor. (Bebek oyuncakları yerde her yerde dağılmıştı.)
7. The new fashion trend is all over social media. (Yeni moda trendi sosyal medyada tamamen yayılmış durumda.)
8. The virus is spreading all over the city. (Virüs şehrin hemen hemen her yerine yayılıyor.)
9. She put stickers all over her notebook. (Defterinin her yerine çıkartmalar yapıştırdı.)
10. The restaurant has branches all over the country. (Restoran ülkenin hemen hemen her yerinde şubeleri var.)
11. The paint was splattered all over my clothes. (Boya kıyafetimin her yerine sıçradı.)
12. The team’s victory was celebrated all over the city. (Takımın zaferi şehrin her yerinde kutlandı.)
13. There were fingerprints all over the window. (Camın her yerinde parmak izleri vardı.)
14. The company has offices all over the world. (Şirketin dünya genelinde ofisleri var.)
15. She was sweating all over her body after the workout. (Egzersizden sonra tüm vücudu terlemişti.)
16. The music could be heard all over the neighborhood. (Müzik mahallenin hemen hemen her yerinde duyulabiliyordu.)
17. The graffiti was sprayed all over the walls. (Duvarlara grafiti her yerine spreylenmişti.)
18. The project was discussed all over the meeting. (Proje toplantının hemen hemen her yerinde tartışıldı.)
19. The traffic was backed up all over the highway. (Trafik otoyolun hemen hemen her yerinde tıkanmıştı.)
20. The city was covered in snow all over after the blizzard. (Şiddetli kar fırtınasından sonra şehir tamamen karla kaplandı.)

21. The scent of flowers was all over the garden. (Çiçeklerin kokusu bahçenin hemen hemen her yerindeydi.)
22. The teacher gave homework all over the class. (Öğretmen sınıfın hemen hemen herkesine ödev verdi.)
23. The store has discounts all over their products. (Mağaza ürünlerinin hemen hemen tamamında indirimler yapıyor.)
24. The movie was advertised all over billboards and posters. (Film afişlerde ve billboardlarda hemen hemen her yerde reklamı yapılıyordu.)
25. The smell of freshly baked bread was all over the bakery. (Taze pişmiş ekmek kokusu fırının hemen hemen her yerindeydi.)
26. The park was filled with people all over the place. (Park her yerde insanlarla doluydu.)
27. The news of their engagement was all over social media. (Nişanlanmaları sosyal medyada her yerde yayıldı.)
28. The graffiti artist left his signature all over the city. (Graffiti sanatçısı imzasını şehrin hemen hemen her yerine bıraktı.)
29. The concert tickets were sold out all over the city. (Konser biletleri şehrin hemen hemen her yerinde tükendi.)
30. The book was praised all over the literary world. (Kitap edebiyat dünyasının hemen hemen her yerinde övüldü.)
31. The snow was piled up all over the streets after the blizzard. (Kar fırtınasından sonra sokaklar hemen hemen her yerde karla kaplıydı.)
32. The playground was filled with children playing all over the equipment. (Oyun alanı ekipmanlarının hemen hemen her yerinde oynayan çocuklarla doluydu.)
33. The company’s logo was seen all over the city on billboards and advertisements. (Şirketin logosu afişlerde ve reklamlarda şehrin hemen hemen her yerinde görülüyordu.)
34. The food was delicious all over the restaurant’s menu. (Yemekler restoran menüsünün hemen hemen tamamında lezzetliydi.)
35. The sun was shining all over the beach. (Güneş plajın hemen hemen her yerinde parlıyordu.)