All İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

All İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

All (Tüm)

All kelimesi, “tümü”, “hepsi” anlamına gelir. İngilizcede oldukça yaygın kullanılan bir kelimedir.

1. All students should bring their textbooks to class. (Tüm öğrenciler ders için kitaplarını getirmelidir.)
2. She has all the qualities of a good leader. (O, iyi bir liderin sahip olması gereken tüm niteliklere sahiptir.)
3. I have all the necessary documents for the job. (İş için gerekli tüm belgelere sahibim.)
4. He ate all the pizza by himself. (Kendisi tüm pizzayı yedi.)
5. All of the employees received a bonus this year. (Tüm çalışanlar bu yıl bir bonus aldı.)
6. All the guests have arrived. (Tüm misafirler gelmişler.)
7. She wants to try all the dishes on the menu. (Menüdeki tüm yemekleri denemek istiyor.)
8. All the cars in the parking lot were covered in snow. (Park yerindeki tüm arabalar karla kaplıydı.)
9. We need to consider all the options before making a decision. (Karar vermeden önce tüm seçenekleri değerlendirmemiz gerekiyor.)
10. She has visited all the continents except Antarctica. (Antarktika hariç tüm kıtaları ziyaret etti.)
11. All the students in the class passed the exam. (Sınıftaki tüm öğrenciler sınavı geçti.)
12. The store has all kinds of spices from around the world. (Mağaza dünyanın her yerinden tüm baharatları bulunduruyor.)
13. I’m trying to read all of Shakespeare’s plays. (Shakespeare’in tüm oyunlarını okumaya çalışıyorum.)
14. All the participants in the race received a medal. (Yarıştaki tüm katılımcılar madalya aldı.)
15. He has all the necessary equipment for camping. (Kamp yapmak için gerekli tüm ekipmana sahip.)
16. All the seats in the theater were sold out. (Tiyatrodaki tüm koltuklar satıldı.)
17. The hotel offers all kinds of recreational activities for guests. (Otel misafirleri için her türlü eğlence aktivitesi sunuyor.)
18. I want to try

style=”color:blue;”>all the flavors of ice cream before deciding which one to buy. (Hangisini alacağıma karar vermeden önce tüm dondurma çeşitlerini denemek istiyorum.)
19. The company has all the necessary resources to complete the project. (Proje tamamlamak için gereken tüm kaynaklara sahip.)

20. All of the houses on the street have a garden. (Sokaktaki tüm evlerin bahçesi var.)