Ajar İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Ajar İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Ajar

Ajar, bir kapının ya da pencerenin kısmen açık olması durumunu ifade eder.

Örnek cümleler:

  1. The door was left ajar, so the cat was able to sneak in. (Kapı kısmen açık bırakıldı, bu yüzden kedi içeri sızabildi.)
  2. She noticed that the window was ajar and closed it to keep the cold air out. (Pencerenin kısmen açık olduğunu fark etti ve soğuk havayı dışarda tutmak için kapattı.)
  3. I prefer to sleep with the bedroom door ajar, so I can hear if my child needs me. (Çocuğumun beni gerektiğinde duyabilirim diye yatak odası kapısını kısmen açık bırakmayı tercih ederim.)
  4. The drawer was ajar and some of the items had fallen out. (Çekmece kısmen açıktı ve bazı eşyalar dışarı düşmüştü.)
  5. She left the envelope slightly ajar, so that he could peek inside. (Zarfı hafifçe açık bıraktı, böylece içinde göz atabilirdi.)
  6. The gate was left ajar, which allowed the dog to escape. (Kapı kısmen açık bırakıldı, bu da köpeğin kaçmasına izin verdi.)
  7. I could hear the music from the room next door because the door was ajar. (Kapı kısmen açık olduğu için yan odadaki müziği duyabiliyordum.)
  8. He found the window ajar and suspected that someone had broken in. (Pencerenin kısmen açık olduğunu fark etti ve birisi tarafından içeri girildiğinden şüphelendi.)
  9. She left the lid of the jar ajar, so that the pickles wouldn’t spoil. (Turşuların bozulmaması için kavanozun kapağını hafifçe açık bıraktı.)
  10. The door to the balcony was ajar, and the wind was blowing the curtains around. (Balkona açılan kapı kısmen açıktı ve rüzgar perdeleri çeviriyordu.)
  11. The refrigerator door was left ajar, causing the food to spoil. (Buzdolabı kapısı açık bırakıldı ve yiyecekler bozuldu.)
  12. He saw a light coming from the room with the door ajar. (Kapısı kısmen açık olan odaya ışık sızdığını gördü.)
  13. She closed the door ajar so that her cat could come and go as she pleased. (Kapıyı kısmen kapattı, böylece kedisi istediği gibi içeri çıkabilir ve girebilirdi.)
  14. The gate was left ajar, but luckily the dog didn’t get out this time. (Kapı kısmen açık bırakıldı, ama bu sefer köpek dışarı çıkmadı.)
  15. He noticed that the window was ajar, and closed it to prevent any intrud
  1. The cabinet door was left ajar and someone accidentally bumped into it, causing it to slam shut. (Dolap kapısı kısmen açık bırakılmıştı ve birisi yanlışlıkla ona çarptı, kapağın çarpılmasına neden oldu.)
  2. She kept the door ajar to let some fresh air into the room. (Odaya taze hava girmesi için kapıyı hafifçe açık tuttu.)
  3. He noticed that the window was ajar and closed it to prevent rain from getting in. (Pencerenin kısmen açık olduğunu fark etti ve yağmurun içeri girmesini engellemek için kapattı.)
  4. The door was left ajar and the wind kept slamming it shut. (Kapı kısmen açık bırakıldı ve rüzgar sürekli olarak kapatıyordu.)
  5. She found the bookshelf door slightly ajar and pushed it open to see what was inside. (Kitaplık kapısının hafifçe açık olduğunu fark etti ve içinde ne olduğunu görmek için iterek açtı.)

(Türkçe karşılıklar kalın ve yeşil olarak yazılmıştır.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.