Full İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Full İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Full İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Full kelimesi, tam, dolu, eksiksiz, tüm gibi anlamlara gelmektedir. İngilizce cümlelerde kullanımı aşağıdaki gibi olabilir:

1. My glass is full of water. (Bardak tamamen su dolu.)
2. She ate a full plate of food. (O, dolu bir tabak yemek yedi.)
3. The book is full of interesting stories. (Kitap, ilginç hikayelerle dolu.)
4. I want a full refund for this product. (Bu ürün için tam bir iade istiyorum.)
5. The train was full of passengers. (Tren, yolcularla tamamen doluydu.)
6. I need a full night’s sleep. (Tam bir gece uykuya ihtiyacım var.)
7. The basket was full of fruits. (Sepet meyvelerle doluydu.)
8. The cup is full to the brim. (Fincan, taşacak kadar dolu.)
9. She was full of excitement about the trip. (Seyahat hakkında heyecanla doluydu.)
10. The room was full of smoke. (Oda, dumanla doluydu.)
11. The glass was full to the top. (Bardak, en üst noktasına kadar doluydu.)
12. I have a full schedule today. (Bugün dolu bir programım var.)
13. The concert hall was full of people. (Konser salonu, insanlarla doluydu.)
14. He had a full beard. (O, tam bir sakala sahipti.)
15. The car was full of luggage. (Araba, bagajlarla doluydu.)
16. I have a full-time job. (Tam zamanlı bir işim var.)
17. She gave a full account of what happened. (O, ne olduğuna dair tam bir hesap verdi.)
18. The package was full of surprises. (Paket sürprizlerle doluydu.)
19. I want to experience the full range of emotions. (Duyguların tamamını deneyimlemek istiyorum.)
20. The bucket was full of water. (Kova, suyla tamamen doluydu.)

Görüldüğü gibi, full kelimesi birçok farklı bağlamda kullanılabilmektedir. Kelimenin anlamı, cümlenin bağlamına ve kullanıldığı kelime veya nesneye bağlı olarak değişebilir.

Full İle İlgili Diğer Cümleler

Aşağıda, full kelimesinin farklı kullanımlarına örnek cümleler verilmiştir:

1. He wants a full explanation of what happened. (O, ne olduğuna dair tam bir açıklama istiyor.)
2. The stadium was full of cheering fans. (Stadyum, tezahürat yapan hayranlarla doluydu.)
3. The hotel is fully booked for the weekend. (Otel, hafta sonu için tamamen dolu.)
4. She wants a full makeover for her hair. (Saçları için tam bir değişiklik istiyor.)
5. The concert was a full house. (Konser, tamamen doluydu.)
6. I want to give this project my full attention. (Bu projeye tam dikkatimi vermeye çalışacağım.)
7. The car battery is fully charged. (Araba bataryası tamamen şarj edildi.)
8. He ate a full breakfast before going to work. (İşe gitmeden önce tam bir kahvaltı yedi.)
9. The movie theater was full of people. (Sinema, insanlarla doluydu.)
10. She has a full set of cookware in her kitchen. (Mutfakta tam bir pişirme seti var.)
11. The factory is running at full capacity. (Fabrika tam kapasite çalışıyor.)
12. The cup is full of hot tea. (Fincan, sıcak çayla dolu.)
13. The restaurant offers a full menu of vegetarian options. (Restoran, tam bir vejetaryen menüsü sunuyor.)
14. The library has a full collection of rare books. (Kütüphane, nadir kitapların tam bir koleksiyonuna sahip.)
15. The hotel offers full amenities, including a pool and gym. (Otel, havuz ve spor salonu dahil tamamen olanaklar sunar.)
16. He wants a full report of the company’s financial status. (Şirketin mali durumuna dair tam bir rapor istiyor.)
17. The bakery is known for its full range of pastries. (Fırın, tam bir pasta çeşitliliği ile ünlüdür.)
18. The plant is in full bloom during the spring. (Bitki baharın tam ortasında çiçek açıyor.)
19. The doctor wants to do a full examination. (Doktor, tam bir muayene yapmak istiyor.)
20. The hotel room has a full view of the ocean. (Otel odası, tamamen okyanus manzarasına sahip.)

Full kelimesinin farklı kullanımları sayesinde, cümlelerdeki anlatım zenginleştirilebilir ve ifade edilmek istenen anlam daha net bir şekilde iletilir.