Airing İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Airing İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Airing

Airing, İngilizce dilinde “havalandırma” veya “açığa çıkarma” anlamlarına gelir.

  1. I always make sure to give my bedroom a good airing in the morning. (Ben her zaman yatak odamı sabahları iyi bir şekilde havalandırmayı sağlarım.)
  2. The new house has excellent air conditioning, but I still like to give it an airing now and then. (Yeni evin mükemmel bir kliması var, ama yine de arada bir havalandırmayı tercih ederim.)
  3. The book provides a refreshing airing of some new ideas about the nature of language. (Kitap, dilin doğası hakkında yeni fikirlerin ferah bir şekilde açığa çıkarılmasını sağlar.)
  4. The producers decided to air the show on Friday nights. (Yapımcılar, programı Cuma geceleri yayınlamaya karar verdiler.)
  5. The new movie will be aired on TV next week. (Yeni film, önümüzdeki hafta televizyonda yayınlanacak.)
  6. The interview will be aired on the morning news program tomorrow. (Röportaj yarın sabah haber programında yayınlanacak.)
  7. The controversial documentary was aired on cable TV last night. (Tartışmalı belgesel, dün gece kablolu televizyonda yayınlandı.)
  8. The company is planning to air a new advertising campaign next month. (Şirket, önümüzdeki ay yeni bir reklam kampanyası yayınlama planı yapıyor.)
  9. The radio station airs a variety of music genres throughout the day. (Radyo istasyonu, gün boyunca çeşitli müzik türlerini yayınlıyor.)
  10. The TV network aired a live broadcast of the concert. (TV ağı konserin canlı yayınını yaptı.)
  11. The documentary about global warming will be aired on PBS next week. (Küresel ısınma hakkındaki belgesel, önümüzdeki hafta PBS’de yayınlanacak.)
  12. The game was aired on ESPN2. (Oyun, ESPN2’de yayınlandı.)
  13. The TV show has been airing for five seasons now. (TV programı şimdiye kadar beş sezon boyunca yayınlanıyor.)
  14. The news report aired several eyewitness accounts of the accident. (Haber raporu, kazaya dair birkaç görgü tanığı ifadesini yayınladı.)
  15. The political debate was aired on national television. (Siyasi tartışma, ulusal televizyonda yayınlandı.)
  16. The TV channel airs a daily news bulletin at 6pm. (TV kanalı, her gün saat 18.00’de bir haber bülteni yayınlıyor.)
  17. The show has been taken off the air due to low ratings. (Program, düşük reyting nedeniyle yayından kaldırıldı.)
  18. The station decided to air a rerun of the popular sitcom. (İstasyon, popüler sitcom’un tekrarını yayınlamaya karar verdi.)
  19. The interviewee aired his grievances about the company’s

management during the live broadcast. (Röportaj yapan kişi, canlı yayında şirket yönetimiyle ilgili şikayetlerini dile getirdi.)
20. The sports network airs a daily recap of the latest sports news. (Spor ağı, en son spor haberlerinin günlük bir özetini yayınlıyor.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.