Afflict İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Afflict İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Afflict İle İlgili Cümleler

Türkçe Anlamı: acı vermek, ıstırap vermek, musallat olmak.

  1. The disease can afflict anyone regardless of their age. (Bu hastalık herhangi bir yaşta herkesi etkileyebilir.)
  2. Poverty can afflict families for generations. (Fakirlik nesiller boyu aileleri etkileyebilir.)
  3. The town was afflicted by a severe drought last summer. (Kasaba geçen yaz şiddetli bir kuraklıkla mücadele etti.)
  4. Mental health disorders can afflict individuals from all walks of life. (Zihinsel sağlık bozuklukları, hayatın her kesiminden insanları etkileyebilir.)
  5. Cancer is one of the diseases that afflict millions of people worldwide. (Kanser, dünya genelinde milyonlarca insanı etkileyen hastalıklardan biridir.)
  6. The mosquito-borne virus can afflict anyone who is bitten by an infected mosquito. (Sivrisinek kaynaklı virüs, enfekte sivrisinek tarafından ısırılan herkesi etkileyebilir.)
  7. Poverty and malnutrition afflict many people in developing countries. (Gelişmekte olan ülkelerde fakirlik ve yetersiz beslenme birçok insanı etkiler.)
  8. The country was afflicted by a devastating earthquake, leaving many homeless. (Ülke, birçok insanı evsiz bırakan yıkıcı bir depremle mücadele etti.)
  9. Corruption can afflict governments and hinder their progress. (Yolsuzluk hükümetleri etkileyebilir ve ilerlemelerini engelleyebilir.)
  10. Drug addiction can afflict people of any age, gender, or socioeconomic status. (Uyuşturucu bağımlılığı, her yaşta, cinsiyette veya sosyoekonomik statüdeki insanları etkileyebilir.)
  11. Mental illness can afflict anyone, regardless of their background or upbringing. (Zihinsel hastalık, kişinin geçmişi veya yetiştirilmesi ne olursa olsun herkesi etkileyebilir.)
  12. The war has afflicted civilians, causing widespread devastation and displacement. (Savaş sivilleri etkiledi, yaygın yıkım ve yerinden edilme nedeniyle.)
  13. The country is afflicted by a high rate of unemployment, especially among young people. (Ülke yüksek bir işsizlik oranıyla karşı karşıyadır, özellikle gençler arasında.)
  14. The illness can afflict both humans and animals. (Hastalık hem insanları hem de hayvanları etkileyebilir.)
  15. The company was afflicted by a major data breach, compromising sensitive information. (Şirket, hassas bilgileri tehlikeye atan büyük bir veri ihlaliyle mücadele etti.)
  16. Mental trauma can afflict survivors of natural disasters for years to come. (Doğal afetlerin hayatta kalanları uzun yıllar boyunca etkileyebilir.)
  17. The disease can afflict different parts of the body, including the lungs,

heart, and brain. (Bu hastalık, akciğerler, kalp ve beyin gibi farklı vücut bölgelerini etkileyebilir.)
18. The country is afflicted by a high crime rate, making it difficult for citizens to feel safe. (Ülke yüksek bir suç oranıyla karşı karşıyadır, vatandaşların güvende hissetmelerini zorlaştırır.)

  1. Addiction to social media can afflict people, leading to problems with productivity and mental health. (Sosyal medya bağımlılığı insanları etkileyebilir, üretkenlik ve zihinsel sağlık sorunlarına yol açabilir.)
  2. Chronic pain can afflict individuals, making it difficult for them to carry out daily activities. (Kronik ağrı bireyleri etkileyebilir, günlük aktiviteleri yapmayı zorlaştırabilir.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.