Affability-Affableness İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Affability-Affableness İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Affability-Affableness Nedir?

Affability veya Affableness, kişinin sıcak, sempatik ve dostça davranışlarına atıfta bulunur. Bu özellik, insanların başkalarıyla kolayca etkileşim kurmalarına ve ilişkileri geliştirmelerine yardımcı olabilir. Affability, toplumsal uyum için önemli bir faktördür.

Örnek cümleler:

  1. She greeted everyone with affability and made them feel welcome. (O, herkesi affabiliteli bir şekilde karşıladı ve onları hoş geldiniz hissettirdi.)
  2. The affability of the staff made the whole experience enjoyable. (Personelin affabiliteli olması, tüm deneyimi keyifli hale getirdi.)
  3. His affableness and charm won over the hearts of everyone he met. (Onun affabiliteli ve çekiciliği, tanıştığı herkesin kalbini kazandı.)
  4. The politician’s affability helped him win over many undecided voters. (Politikacının affabiliteli olması, kararsız seçmenlerin birçoğunu kazanmasına yardımcı oldu.)
  5. I appreciate the affability of my new coworkers. They have made my transition to the new job much easier. (Yeni iş arkadaşlarımın affabilitesini takdir ediyorum. Yeni işe geçişimi çok daha kolay hale getirdiler.)
  6. Her affability and outgoing personality made her a popular figure in her community. (Onun affabiliteli ve dışa dönük kişiliği, onu toplumunda popüler bir figür haline getirdi.)
  7. The salesperson’s affability was a key factor in convincing me to make the purchase. (Satıcının affabilitesi, satın almamı ikna etmede önemli bir faktördü.)
  8. His affableness was infectious and soon everyone in the room was laughing and joking. (Onun affabilitesi bulaşıcıydı ve kısa sürede odadaki herkes gülmeye ve şakalaşmaya başladı.)
  9. The teacher’s affability made the classroom environment more relaxed and comfortable for the students. (Öğretmenin affabilitesi, öğrenciler için sınıf ortamını daha rahat ve konforlu hale getirdi.)
  10. Her affability and kind nature made her the perfect candidate for the job. (Onun affabiliteli ve nazik doğası, iş için mükemmel adayı yaptı.)
  11. The chef’s affability and enthusiasm for cooking was evident in every dish he prepared. (Şefin affabiliteliği ve yemek yapma tutkusu, hazırladığı her yemeğde belirgin şekilde görülebiliyordu.)
  12. The team’s affability and cooperation was instrumental in completing the project on time. (Takımın affabiliteleri ve işbirliği, projeyi zamanında tamamlamak için önemli bir faktördü.)
  13. The company’s culture of affability and respect for employees made it a great place to work. (Şirketin çalışanlara karşı affabiliteli ve saygılı kültürü, çalışmak için harika bir yer

haline getirdi.)
14. The doctor’s affability and gentle demeanor put me at ease during my appointment. (Doktorun affabiliteliği ve nazik tavırları, randevum sırasında beni rahatlattı.)

  1. The wedding planner’s affability and attention to detail made the couple’s special day even more memorable. (Düğün planlayıcısının affabiliteliği ve detaylara verdiği önem, çiftin özel gününü daha da unutulmaz kıldı.)
  2. His affability and willingness to help others earned him the respect and admiration of his peers. (Onun affabiliteliği ve başkalarına yardım etme isteği, yaşıtlarının saygısını ve hayranlığını kazandı.)
  3. The author’s affability and open-mindedness made her a pleasure to work with during the editing process. (Yazarın affabiliteliği ve açık fikirliliği, düzenleme sürecinde birlikte çalışmak için keyifli biri yaptı.)
  4. The customer service representative’s affability and problem-solving skills helped resolve my issue quickly and efficiently. (Müşteri hizmetleri temsilcisinin affabiliteliği ve problem çözme becerileri, sorunumu hızlı ve verimli bir şekilde çözmemi sağladı.)
  5. The coach’s affability and positive attitude motivated the team to work hard and achieve their goals. (Antrenörün affabiliteliği ve pozitif tutumu, takımı çalışmaya ve hedeflerini başarmaya teşvik etti.)
  6. The politician’s affability and ability to connect with voters helped him win the election by a landslide. (Politikacının affabiliteliği ve seçmenlerle bağ kurma yeteneği, onun seçimleri ezici bir çoğunlukla kazanmasına yardımcı oldu.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.