Adversary-Adversarial İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Adversary-Adversarial İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Adversary-Adversarial Nedir?

Adversary, bir düşman ya da rakip anlamına gelirken, adversarial ise düşmanca ya da rakipçi anlamına gelir. Bu terimler, özellikle siber güvenlik gibi alanlarda sıklıkla kullanılır.

Örnek cümleler:

  1. The company’s main adversary in the market is its biggest competitor. (Şirketin ana rakibi pazardaki en büyük rakibidir.)
  2. Adversarial attacks are becoming more and more common in the world of cybersecurity. (Düşmanca saldırılar, siber güvenlik dünyasında giderek daha yaygın hale geliyor.)
  3. The adversarial relationship between the two nations has been ongoing for years. (İki ülke arasındaki düşmanca ilişki yıllardır devam ediyor.)
  4. Adversarial examples are inputs intentionally designed to fool machine learning models. (Düşmanca örnekler, makine öğrenme modellerini kandırmak için kasıtlı olarak tasarlanmış girdilerdir.)
  5. The adversarial tactics used by the opposing team caught our players off guard. (Rakip takımın kullandığı düşmanca taktikler, oyuncularımızı hazırlıksız yakaladı.)
  6. Adversarial proceedings can be stressful and time-consuming. (Düşmanca yargılamalar stresli ve zaman alıcı olabilir.)
  7. The adversarial nature of politics can often hinder progress and compromise. (Politikanın düşmanca doğası, sıklıkla ilerlemeyi ve uzlaşmayı engelleyebilir.)
  8. Adversarial relationships between coworkers can create a toxic work environment. (İş arkadaşları arasındaki düşmanca ilişkiler, toksik bir iş ortamı yaratabilir.)
  9. The adversarial approach taken by the lawyer proved to be effective in court. (Avukatın düşmanca yaklaşımı, mahkemede etkili oldu.)
  10. Adversarial examples can be used to test the robustness of machine learning models. (Düşmanca örnekler, makine öğrenme modellerinin sağlamlığını test etmek için kullanılabilir.)
  11. The adversarial relationship between the two siblings only seemed to intensify as they got older. (İki kardeş arasındaki düşmanca ilişki, yaşlandıkça sadece yoğunlaştı gibi göründü.)
  12. Adversarial journalism aims to expose corruption and wrongdoing in society. (Düşmanca gazetecilik, toplumda yolsuzlukları ve yanlışlıkları ortaya çıkarmayı amaçlar.)
  13. The adversarial attitude of the student made it difficult for the teacher to effectively teach the class. (Öğrencinin düşmanca tutumu, öğretmenin sınıfı etkili bir şekilde öğretmesini zorlaştırdı.)
  14. Adversarial machine learning is a field that studies the vulnerabilities of machine learning models. (Düşmanca makine öğrenimi, makine öğrenme modellerinin zayı
  1. The adversarial relationship between the two neighbors has been escalating for months. (İki komşu arasındaki düşmanca ilişki aylardır tırmanıyor.)
  2. Adversarial testing is a type of software testing that aims to find faults and vulnerabilities. (Düşmanca test, hataları ve zayıf noktaları bulmayı amaçlayan bir yazılım testi türüdür.)
  3. The adversarial tone of the debate made it difficult for either side to find common ground. (Tartışmanın düşmanca tonu, her iki tarafın da ortak bir nokta bulmasını zorlaştırdı.)
  4. Adversarial training is a technique used in machine learning to improve the model’s robustness against attacks. (Düşmanca eğitim, modelin saldırılara karşı dayanıklılığını artırmak için makine öğrenmesinde kullanılan bir tekniktir.)
  5. The adversarial stance taken by the politician during the debate did not win over any undecided voters. (Politikacının tartışma sırasında aldığı düşmanca tavır, kararsız hiçbir seçmene kazandırmadı.)
  6. Adversarial examples can be used to study the decision-making processes of machine learning models. (Düşmanca örnekler, makine öğrenme modellerinin karar verme süreçlerini incelemek için kullanılabilir.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.