Adversary-Adversarial İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Adversary-Adversarial Nedir?
Adversary, bir düşman ya da rakip anlamına gelirken, adversarial ise düşmanca ya da rakipçi anlamına gelir. Bu terimler, özellikle siber güvenlik gibi alanlarda sıklıkla kullanılır.
Örnek cümleler:
- The company’s main adversary in the market is its biggest competitor. (Şirketin ana rakibi pazardaki en büyük rakibidir.)
- Adversarial attacks are becoming more and more common in the world of cybersecurity. (Düşmanca saldırılar, siber güvenlik dünyasında giderek daha yaygın hale geliyor.)
- The adversarial relationship between the two nations has been ongoing for years. (İki ülke arasındaki düşmanca ilişki yıllardır devam ediyor.)
- Adversarial examples are inputs intentionally designed to fool machine learning models. (Düşmanca örnekler, makine öğrenme modellerini kandırmak için kasıtlı olarak tasarlanmış girdilerdir.)
- The adversarial tactics used by the opposing team caught our players off guard. (Rakip takımın kullandığı düşmanca taktikler, oyuncularımızı hazırlıksız yakaladı.)
- Adversarial proceedings can be stressful and time-consuming. (Düşmanca yargılamalar stresli ve zaman alıcı olabilir.)
- The adversarial nature of politics can often hinder progress and compromise. (Politikanın düşmanca doğası, sıklıkla ilerlemeyi ve uzlaşmayı engelleyebilir.)
- Adversarial relationships between coworkers can create a toxic work environment. (İş arkadaşları arasındaki düşmanca ilişkiler, toksik bir iş ortamı yaratabilir.)
- The adversarial approach taken by the lawyer proved to be effective in court. (Avukatın düşmanca yaklaşımı, mahkemede etkili oldu.)
- Adversarial examples can be used to test the robustness of machine learning models. (Düşmanca örnekler, makine öğrenme modellerinin sağlamlığını test etmek için kullanılabilir.)
- The adversarial relationship between the two siblings only seemed to intensify as they got older. (İki kardeş arasındaki düşmanca ilişki, yaşlandıkça sadece yoğunlaştı gibi göründü.)
- Adversarial journalism aims to expose corruption and wrongdoing in society. (Düşmanca gazetecilik, toplumda yolsuzlukları ve yanlışlıkları ortaya çıkarmayı amaçlar.)
- The adversarial attitude of the student made it difficult for the teacher to effectively teach the class. (Öğrencinin düşmanca tutumu, öğretmenin sınıfı etkili bir şekilde öğretmesini zorlaştırdı.)
- Adversarial machine learning is a field that studies the vulnerabilities of machine learning models. (Düşmanca makine öğrenimi, makine öğrenme modellerinin zayı
- The adversarial relationship between the two neighbors has been escalating for months. (İki komşu arasındaki düşmanca ilişki aylardır tırmanıyor.)
- Adversarial testing is a type of software testing that aims to find faults and vulnerabilities. (Düşmanca test, hataları ve zayıf noktaları bulmayı amaçlayan bir yazılım testi türüdür.)
- The adversarial tone of the debate made it difficult for either side to find common ground. (Tartışmanın düşmanca tonu, her iki tarafın da ortak bir nokta bulmasını zorlaştırdı.)
- Adversarial training is a technique used in machine learning to improve the model’s robustness against attacks. (Düşmanca eğitim, modelin saldırılara karşı dayanıklılığını artırmak için makine öğrenmesinde kullanılan bir tekniktir.)
- The adversarial stance taken by the politician during the debate did not win over any undecided voters. (Politikacının tartışma sırasında aldığı düşmanca tavır, kararsız hiçbir seçmene kazandırmadı.)
- Adversarial examples can be used to study the decision-making processes of machine learning models. (Düşmanca örnekler, makine öğrenme modellerinin karar verme süreçlerini incelemek için kullanılabilir.)
Hemen Yorum Yaz