Foul İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Foul İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Foul Kelimesiyle İlgili Cümleler

Foul kelimesi, Türkçede “aykırı, yasadışı, haksız, pis, kokulu” gibi anlamlara gelmektedir.

1. The player committed a foul during the match. (Oyuncu maç sırasında bir faul yaptı.)
2. The smell of the garbage was foul. (Çöpün kokusu pis idi.)
3. The referee called a foul on the player for tripping. (Hakem, oyuncuya takılma nedeniyle bir faul verdi.)
4. The water had a foul taste to it. (Su, pis bir tadı vardı.)
5. The company was accused of committing foul play in the stock market. (Şirket, hisse senedi piyasasında haksız davranmakla suçlandı.)
6. The smell coming from the sewer was foul. (Kanalizasyondan gelen koku kötüydü.)
7. The basketball player was called for a foul after pushing his opponent. (Basketbol oyuncusu, rakibini ittikten sonra faul yapıldı.)
8. The restaurant was shut down due to serving foul meat. (Restoran, bozuk et servis ettiği için kapatıldı.)
9. The referee blew the whistle to indicate a foul had been committed. (Hakem, faul yapıldığını göstermek için düdük çaldı.)
10. The smell of the rotten eggs was foul. (Çürümüş yumurtaların kokusu kötüydü.)
11. The soccer player was given a yellow card for committing a foul. (Futbolcu, faul yaptığı için sarı kart aldı.)
12. The air inside the abandoned building was foul and musty. (Terkedilmiş binadaki hava kötü ve küf kokuyordu.)
13. The company was fined for committing a foul in the environmental regulations. (Şirket, çevre düzenlemelerinde aykırı davrandığı için cezalandırıldı.)
14. The taste of the spoiled milk was foul. (Bozuk sütün tadı kötüydü.)
15. The basketball player committed a foul by elbowing his opponent. (Basketbol oyuncusu, rakibine dirsek atarak faul yaptı.)
16. The smell of the garbage was so foul that we had to close the windows. (Çöpün kokusu o kadar kötüydü ki, pencereleri kapatmak zorunda kaldık.)
17. The company was accused of foul play in the way it treated its employees. (Şirket, çalışanlarına karşı haksız davrandığı şekilde suçlandı.)
18. The boxer was disqualified for committing a foul by hitting his opponent below the belt. (Boksör, rakibine kemer altından vurarak faul yaptığı için diskalifiye edildi.)
19. The smell of the sewage was foul and overpowering. (Kanalizasyonun kokusu kötü ve baskındı.)
20. The football player committed a foul by tackling his opponent from behind. (Futbolcu, rakibine arkadan müdahale ederek faul yaptı.)

Devamı

21. The fish we caught had a foul odor to it. (Yakaladığımız balıkta kötü bir koku vardı.)
22. The company was fined for committing a foul by polluting the river. (Şirket, nehirleri kirletmekle faul yaptığı için cezalandırıldı.)
23. The foul language used by the comedian offended some members of the audience. (Komedyenin kullandığı küfürlü dil, izleyicilerin bazılarını rahatsız etti.)
24. The basketball player committed a foul by holding onto his opponent’s jersey. (Basketbol oyuncusu, rakibinin formasına tutunarak faul yaptı.)
25. The smell of the mold in the bathroom was foul. (Banyodaki küf kokusu kötüydü.)
26. The football player was given a red card for committing a foul by intentionally tripping his opponent. (Futbolcu, rakibine kasıtlı olarak takılma yaparak faul yaptığı için kırmızı kart aldı.)
27. The company was accused of committing a foul by bribing government officials. (Şirket, hükümet yetkililerini rüşvet vermekle suçlandı.)
28. The smell of the dead animal was foul and made us feel sick. (Ölü hayvanın kokusu kötüydü ve bizi hasta hissettirdi.)
29. The basketball player was called for a foul for pushing his opponent out of bounds. (Basketbol oyuncusu, rakibini sınırların dışına ittiği için faul yapıldı.)
30. The taste of the expired milk was foul and caused me to vomit. (Süresi geçmiş sütün tadı kötüydü ve kusmama neden oldu.)

Foul kelimesi birçok farklı bağlamda kullanılabilir. Bu örnek cümleler, farklı durumlarda ve farklı anlamlarda kullanılabilecek bazı örneklerdir.