Proclaim İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Proclaim İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Proclaim kelimesinin Türkçe anlamı: ilan etmek, duyurmak, açıklamak
Örnek cümleler:
- The king will proclaim his son as the next heir to the throne. (Kral oğlunu tahtın bir sonraki varisi olarak ilan edecek.)
- She stood up to proclaim her innocence. (Masumiyetini ilan etmek için ayağa kalktı.)
- The company will proclaim its new product line at the conference. (Şirket yeni ürün serisini konferansta duyuracak.)
- The government proclaimed a state of emergency after the earthquake. (Hükümet depremden sonra olağanüstü hal ilan etti.)
- The priest proclaimed the couple husband and wife. (Papaz çifti kocası ve karısı ilan etti.)
- The leader proclaimed that he would not give up until victory was achieved. (Lider zafer elde edilene kadar pes etmeyeceğini ilan etti.)
- The judge proclaimed the defendant guilty. (Hakim sanığı suçlu ilan etti.)
- The coach proclaimed that his team would win the championship. (Antrenör takımının şampiyon olacağını ilan etti.)
- The president proclaimed a day of mourning for the victims of the terrorist attack. (Cumhurbaşkanı terör saldırısı kurbanları için yas ilan etti.)
- The teacher proclaimed that cheating would not be tolerated. (Öğretmen kopya çekmenin hoş karşılanmayacağını ilan etti.)
- The mayor proclaimed the start of the summer festival. (Belediye başkanı yaz festivalinin başladığını ilan etti.)
- The activist proclaimed that everyone had the right to free speech. (Aktivist herkesin özgürce konuşma hakkı olduğunu ilan etti.)
- The scientist proclaimed that his discovery would change the course of history. (Bilim adamı keşfinin tarihin seyrini değiştireceğini ilan etti.)
- The bishop proclaimed the birth of Jesus to the congregation. (Piskopos İsa’nın doğumunu cemaate ilan etti.)
- The spokesperson proclaimed that the company had no involvement in the scandal. (Sözcü şirketin skandala karışmadığını ilan etti.)
- The captain proclaimed that the ship was sinking and everyone needed to abandon it immediately. (Kaptan geminin battığını ve herkesin hemen terk etmesi gerektiğini ilan etti.)
- The author proclaimed his latest book as a masterpiece. (Yazar son kitabını bir başyapıt olarak ilan etti.)
- The mayor proclaimed the city to be a sanctuary for refugees. (Belediye başkanı şehri mülteciler için bir sığınak olarak ilan etti.)
- The coach proclaimed that his team would play fair and with good sportsmanship. (Antrenör takımının dürüst ve iyi sporcu olacaklarını ilan etti.)
20
- The prophet proclaimed that a great disaster was coming if people didn’t repent. (Peygamber insanların tövbe etmezlerse büyük bir felaketin geleceğini ilan etti.)
Türkçe karşılıklar:
- ilan etmek
- masumiyetini ilan etmek
- duyurmak
- olağanüstü hal ilan etmek
- ilan etmek
- ilan etmek
- suçlu ilan etmek
- ilan etmek
- yas ilan etmek
- ilan etmek
- ilan etmek
- ilan etmek
- ilan etmek
- ilan etmek
- ilan etmek
- ilan etmek
- ilan etmek
- ilan etmek
- ilan etmek
- ilan etmek
Hemen Yorum Yaz