Advance İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Advance İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Advance (ilerleme) İle İlgili Cümleler:

Advance kelimesi, ilerleme, gelişme, ileri gitme anlamlarına gelmektedir. İngilizce cümle içinde kullanımı örnekleri aşağıdaki gibidir:

1. She made an advance in her career. (Kariyerinde bir ilerleme sağladı.)
2. We need to make advances in technology to solve this problem. (Bu problemi çözmek için teknolojide ilerlemeler yapmamız gerekiyor.)
3. The company made significant advances in their research. (Şirket, araştırmalarında önemli ilerlemeler kaydetti.)
4. He advanced his knowledge of computer programming. (Bilgisayar programlama alanında bilgisini ilerletti.)
5. The team advanced to the finals of the competition. (Takım, yarışmanın finallerine ilerledi.)
6. The medical field has advanced significantly in the last decade. (Tıp alanı son on yılda önemli ölçüde ilerleme kaydetti.)
7. She advanced quickly through the ranks of the company. (Şirketin kademesinde hızla ilerledi.)
8. He made significant advances in his understanding of the subject. (Konuyu anlama açısından önemli ilerlemeler kaydetti.)
9. The project is advancing according to plan. (Proje plana göre ilerliyor.)
10. The technology is advancing at an incredible pace. (Teknoloji inanılmaz bir hızla ilerliyor.)
11. The team is advancing towards their goal. (Takım hedeflerine doğru ilerliyor.)
12. She advanced her skills through practice and dedication. (Uygulama ve özveriyle becerilerini ilerletti.)
13. The company is advancing into new markets. (Şirket, yeni pazarlara doğru ilerliyor.)
14. The construction work is advancing quickly. (İnşaat çalışması hızla ilerliyor.)
15. The students are advancing well in their studies. (Öğrenciler çalışmalarında iyi bir ilerleme kaydediyorlar.)
16. The army advanced towards the enemy’s position. (Ordu, düşmanın pozisyonuna doğru ilerledi.)
17. The technology is advancing rapidly, making our lives easier. (Teknoloji hızla ilerliyor, hayatımızı kolaylaştırıyor.)
18. He advanced his position by working hard and showing dedication. (Sıkı çalışarak ve özveri göstererek konumunu ilerletti.)
19. The research is advancing our understanding of the disease. (Araştırma hastalığı anlama açısından ilerletiyor.)
20. The team’s advance into the next round of the competition was impressive. (Takımın yarışmanın bir sonraki turuna ilerlemesi etkileyiciydi.)

Devam etmek (Continue) İle İlgili Cümleler:

Continue kelimesi, devam etmek, sürdürmek, aynı şekilde devam etmek anlamlarına gelmektedir. İngilizce cümle içinde kullanımı örnekleri aşağıdaki gibidir:

1. Please continue with your presentation. (Lütfen sunumunuza devam edin.)
2. The rain continued for several hours. (Yağmur birkaç saat boyunca devam etti.)
3. He decided to continue his education and pursue a master’s degree. (Eğitimine devam etmeye ve yüksek lisans yapmaya karar verdi.)
4. The concert will continue despite the rain. (Konser yağmura rağmen devam edecek.)
5. She continues to work hard despite the challenges. (Zorluklara rağmen sıkı çalışmaya devam ediyor.)
6. The investigation will continue until all the facts are known. (Tüm gerçekler bilinene kadar soruşturma devam edecek.)
7. The company plans to continue expanding its operations in Europe. (Şirket Avrupa’daki operasyonlarını genişletmeye devam etmeyi planlıyor.)
8. The team will continue practicing until they are ready for the big game. (Takım büyük maça hazır olana kadar çalışmaya devam edecek.)
9. The war continued for several years before peace was finally achieved. (Barış sonunda sağlanmadan önce savaş birkaç yıl boyunca devam etti.)
10. She promised to continue supporting the project. (Proje desteklemeye devam etme sözü verdi.)
11. He asked her to continue with her story. (Hikayesine devam etmesini istedi.)
12. The teacher asked the students to continue working on their assignments. (Öğretmen öğrencilerin ödevlerine devam etmelerini istedi.)
13. The company will continue to invest in research and development. (Şirket araştırma ve geliştirmeye yatırım yapmaya devam edecek.)
14. The negotiations will continue until a compromise is reached. (Tartışmalar bir uzlaşmaya varılana kadar devam edecek.)
15. She decided to continue with her exercise routine despite feeling tired. (Yorgun hissetmesine rağmen egzersiz rutinine devam etmeye karar verdi.)
16. The company will continue to provide excellent customer service. (Şirket mükemmel müşteri hizmeti sağlamaya devam edecek.)
17. The concert will continue after a short intermission. (Kısa bir aradan sonra konser devam edecek.)
18. He promised to continue working towards his goals. (Hedeflerine doğru çalışmaya devam etmeyi vadetti.)
19. The organization will continue to fight for human rights. (Örgüt insan hakları için mücadeleye devam edecek.)
20. She encouraged him to continue pursuing his dreams. (Hayallerini takip etmeye devam etmesi için onu teşvik etti.)