Addled İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Addled
Türkçe Anlamı: Kafası karışmış, şaşkın, aklı karışmış.
- My grandmother’s mind is becoming increasingly addled.
Türkçe: Büyükannemin zihninin durumu giderek karışıklaşıyor. - The excessive drinking left him feeling addled the next day.
Türkçe: Aşırı içmek onu ertesi gün kafası karışık hissettirdi. - The politician’s addled response only served to exacerbate the situation.
Türkçe: Politikacının kafası karışık cevabı sadece durumu kötüleştirdi. - He had been up for two days straight, and his mind was addled with exhaustion.
Türkçe: İki gün boyunca uyumamıştı ve zihni yorgunluktan dolayı karışmıştı. - The professor’s addled rambling during the lecture left the students confused.
Türkçe: Profesörün ders sırasında kafası karışık olan konuşması öğrencileri şaşırttı. - The medication made him feel addled and disoriented.
Türkçe: İlaç onu kafası karışık ve oryantasyonunu kaybetmiş hissettirdi. - The lack of sleep had left him feeling addled and out of sorts.
Türkçe: Uykusuzluk onu kafası karışık ve huzursuz hissettirmişti. - The confusing directions left him feeling addled and frustrated.
Türkçe: Karışık yönergeler onu kafası karışık ve sinirli hissettirdi. - The stress of the situation had left her addled and unable to concentrate.
Türkçe: Durumun stresi onu kafası karışık ve odaklanamaz hale getirmişti. - The fever had left him feeling addled and delirious.
Türkçe: Ateş onu kafası karışık ve sayıklamak hale getirmişti. - The complexity of the math problem left him feeling addled and frustrated.
Türkçe: Matematik probleminin karmaşıklığı onu kafası karışık ve sinirli hissettirdi. - The loud music and flashing lights left her feeling addled and dizzy.
Türkçe: Yüksek sesli müzik ve flaşlı ışıklar onu kafası karışık ve baş dönmesi hissettirdi. - The hangover left him feeling addled and nauseous.
Türkçe: Sarhoşluğun etkisi onu kafası karışık ve bulantılı hissettirdi. - The sudden change in plans left her feeling addled and disoriented.
/>Türkçe: Planlardaki ani değişiklik onu kafası karışık ve oryantasyonunu kaybetmiş hissettirdi.
15. The confusing instructions left him feeling addled and uncertain.
Türkçe: Karışık talimatlar onu kafası karışık ve belirsiz hissettirdi.
- The medication caused her to feel addled and groggy.
Türkçe: İlaç onu kafası karışık ve sersemlemiş hissettirdi. - The lack of direction in the project left the team feeling addled and unsure.
Türkçe: Projenin yönündeki belirsizlik, takımı kafası karışık ve emin olamayan hissettirdi. - The overwhelming amount of information left him feeling addled and overwhelmed.
Türkçe: Bilgi miktarındaki ezicilik onu kafası karışık ve baskı altında hissettirdi. - The confusing map left them feeling addled and lost.
Türkçe: Karışık harita onları kafası karışık ve kaybolmuş hissettirdi. - The stressful situation had left her feeling addled and anxious.
Türkçe: Stresli durum onu kafası karışık ve kaygılı hissettirmişti.
Hemen Yorum Yaz