Aboard İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Aboard İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Aboard İle İlgili Cümleler

Aboard kelimesi, “bir taşıtın içinde, üstünde veya tarafında bulunan” anlamına gelir. İşte, aboard kelimesinin örnek cümlelerle kullanımı:

1. We are currently aboard a plane heading to New York. (Şu anda New York’a giden bir uçakta bulunuyoruz.)
2. The captain announced that all passengers should remain aboard the ship until further notice. (Kaptan, tüm yolcuların daha fazla bir bildirim gelene kadar gemide kalmaları gerektiğini duyurdu.)
3. The pirates climbed aboard the ship using ropes. (Korsanlar, halatlar kullanarak gemiye tırmandılar.)
4. The crew made sure that all the cargo was safely aboard the train. (Mürettebat, tüm kargonun trenin içinde güvenli bir şekilde bulunduğundan emin oldu.)
5. The family brought their pet dog aboard the yacht. (Aile, evcil köpeklerini yatta getirdi.)
6. The police boarded the suspect’s vehicle to search for evidence. (Polis, kanıt aramak için şüphelinin aracına bindi.)
7. Passengers are not allowed to bring their own food and drinks aboard the plane. (Yolcular, uçağa kendi yiyecek ve içeceklerini getiremezler.)
8. The flight attendant gave a safety demonstration before we could get aboard the plane. (Uçağa binmeden önce uçuş görevlisi bir güvenlik gösterisi yaptı.)
9. The sailor slipped and fell overboard during the storm. (Denizci, fırtına sırasında kayarak denize düştü.)
10. The cruise ship will dock at different ports of call, allowing passengers to go ashore and explore. (Kruvaziyer gemisi, yolcuların karaya çıkıp keşfetmelerine izin vermek için farklı limanlara yanaşacak.)
11. The captain ordered the crew to prepare for a man overboard drill. (Kaptan, mürettebatın bir adam denize düşmüş senaryosuna hazırlanmasını emretti.)
12. The orchestra played beautiful music aboard the luxury liner. (Orkestra, lüks gemide güzel müzikler çaldı.)
13. The sailor spotted a school of dolphins swimming alongside the ship. (Denizci, geminin yanında yüzen bir yunus sürüsü fark etti.)
14. The passengers cheered as the cruise ship sailed out of the harbor. (Kruvaziyer gemisi, limandan ayrılırken yolcular alkışladı.)
15. The helicopter landed aboard the aircraft carrier. (Helikopter, uçak gemisine indi.)
16. The astronaut floated aboard the International Space Station. (Astronot, Uluslararası Uzay İstasyonu’nda süzüldü.)
17. The ship’s captain welcomed everyone aboard and wished them a safe journey. (Gemi kaptanı, herkesi gemiye hoş geldiniz diyerek ve güvenli bir seyahat diledi.)
18. The smugglers hid their contraband aboard a fishing boat. (Ka

çakçılar, yasadışı malzemelerini bir balıkçı teknesinin içine gizlediler.)
19. The tour guide provided interesting facts and stories about the historical landmarks aboard the sightseeing boat. (Tur rehberi, turistik tekne turu sırasında tarihi yerler hakkında ilginç bilgiler ve hikayeler sağladı.)

20. The crew worked together to load the heavy cargo aboard the cargo ship. (Mürettebat, ağır yükü geminin içine yüklemek için birlikte çalıştı.)