Abbot İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Abbot Nedir?
Abbot, İngilizcede bir manastırın baş rahibi veya keşişler arasında bir lideri ifade eden bir kelimedir.
Örnek Cümleler:
- The abbot of the monastery is highly respected by all the monks. (Manastırın başrahibi tüm keşişler tarafından çok saygı duyulan biridir.)
- The abbot spent many years studying theology before he became a monk. (Başrahip, rahip olmadan önce teoloji üzerine uzun yıllar çalıştı.)
- It was a great honor for him to be chosen as abbot of the monastery. (Manastırın başrahibi olarak seçilmesi onun için büyük bir onurdu.)
- The abbot led the morning prayers before breakfast. (Başrahip, kahvaltıdan önce sabah dualarını yönetti.)
- The abbot was responsible for the spiritual guidance of all the monks. (Başrahip, tüm keşişlerin ruhani rehberliğinden sorumluydu.)
- The abbot encouraged the monks to devote themselves to prayer and meditation. (Başrahip, keşişleri dua ve meditasyona adanmaya teşvik etti.)
- The abbot spent long hours each day in contemplative prayer. (Başrahip, her gün düşünceli dua için uzun saatler harcadı.)
- The abbot was known for his kindness and compassion towards all living beings. (Başrahip, tüm canlılara karşı olan iyilik ve merhametiyle tanınıyordu.)
- The abbot’s door was always open to anyone who needed spiritual guidance. (Başrahibin kapısı, ruhani rehberliğe ihtiyacı olan herkese her zaman açıktı.)
- Every year, the abbot led a special pilgrimage to a holy site. (Her yıl, başrahip kutsal bir yere özel bir hac yürüyüşü düzenledi.)
- The abbot was deeply respected by the local community for his wisdom and compassion. (Başrahip, bilgeliği ve merhametiyle yerel topluluk tarafından derin saygı gördü.)
- As abbot, he was responsible for the maintenance of the monastery and its grounds. (Başrahip olarak, manastırın ve arazisinin bakımından sorumluydu.)
- The abbot spent many hours each day in quiet reflection and contemplation. (Başrahip, her gün sessiz düşünce ve düşünceli dua için çok saat harcadı.)
- The abbot was known for his deep understanding of scripture and his ability to explain it to others. (Başra
hip, Kutsal Kitap’a olan derin anlayışı ve başkalarına açıklama yeteneğiyle tanınıyordu.)
- The abbot was beloved by all the monks for his gentle nature and kind heart. (Başrahip, nazik doğası ve iyi kalbiyle tüm keşişler tarafından seviliyordu.)
- When the abbot passed away, the entire monastery mourned his loss. (Başrahip öldüğünde, tüm manastır kaybından dolayı yas tuttu.)
- The abbot led the Easter services with great solemnity and reverence. (Başrahip, Paskalya ayinlerini büyük bir ciddiyet ve saygıyla yönetti.)
- The abbot was known for his wisdom and insight into the human condition. (Başrahip, insan koşullarına olan bilgeliği ve anlayışıyla tanınıyordu.)
- The abbot’s teachings on forgiveness and compassion were widely admired and followed. (Başrahibin bağışlama ve merhamet konularındaki öğretileri yaygın bir şekilde takdir edildi ve takip edildi.)
- The abbot was a great supporter of education and encouraged all the monks to pursue knowledge. (Başrahip, eğitimi destekleyen ve tüm keşişleri bilgiye yönlendiren büyük bir destekçiydi.)
Türkçe Karşılıkları:
- Manastırın başrahibi tüm keşişler tarafından çok saygı duyulan biridir.
- Başrahip, rahip olmadan önce teoloji üzerine uzun yıllar çalıştı.
- Manastırın başrahibi olarak seçilmesi onun için büyük bir onurdu.
- Başrahip, kahvaltıdan önce sabah dualarını yönetti.
- Başrahip, tüm keşişlerin ruhani rehberliğinden sorumluydu.
- Başrahip, keşişleri dua ve meditasyona adanmaya teşvik etti.
- Başrahip, her gün düşünceli dua için uzun saatler harcadı.
- Başrahip, tüm canlılara karşı olan iyilik ve merhametiyle tanınıyordu.
- Başrahibin kapısı, ruhani rehberliğe ihtiyacı olan herkese her zaman açıktı.
- Her yıl, başrahip kutsal bir yere özel bir hac yürüyüşü düzenledi.
- Başrahip, bilgeliği ve merhametiyle yerel topluluk tarafından derin saygı gördü.
- Başrahip olarak, manastırın ve arazisinin bakımından sorumluydu.
- Başrahip
Hemen Yorum Yaz