Zealous İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Zealous İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Zealous Nedir?

Zealous kelimesi Türkçe’de “ateşli, hevesli, özverili” gibi anlamlara gelir. Bir kişinin, bir davranışın ya da bir fikrin tutkuyla, istekle ve gayretle yapılması durumunu ifade eder.

Örnek Cümleler:

1. She is very zealous when it comes to her job. (İşine geldiğinde çok hevesli.)
2. He is a zealous supporter of his favorite sports team. (En sevdiği spor takımının ateşli bir destekçisidir.)
3. The volunteers were zealous in their efforts to help the victims of the earthquake. (Gönüllüler deprem mağdurlarına yardım etmek için özveriliydiler.)
4. The teacher was zealous in her dedication to her students. (Öğretmen öğrencilerine olan bağlılığı konusunda çok hevesliydi.)
5. The artist was zealous about her work, spending hours in her studio every day. (Sanatçı işiyle ilgili olarak çok hevesliydi ve her gün stüdyosunda saatlerce çalışırdı.)
6. The activist was zealous in her fight for social justice. (Aktivist sosyal adalet için mücadelesinde çok özveriliydi.)
7. The runner was zealous about his training, never missing a workout. (Koşucu antrenmanları konusunda çok hevesliydi ve hiçbir antrenmanı kaçırmazdı.)
8. The chef was zealous in his pursuit of culinary perfection. (Şef, mutfakta mükemmelliğe ulaşmak konusunda çok hevesliydi.)
9. The student was zealous in his quest for knowledge. (Öğrenci bilgi edinme yolculuğunda çok özveriliydi.)
10. The team was zealous in their pursuit of victory. (Takım zaferlerine ulaşmak için çok hevesliydi.)
11. The entrepreneur was zealous in her determination to succeed. (Girişimci başarılı olma konusunda kararlı ve çok hevesliydi.)
12. The advocate was zealous in her defense of human rights. (Savunucu insan haklarını savunmada çok özveriliydi.)
13. The scientist was zealous in his pursuit of knowledge and discovery. (Bilim adamı bilgi ve keşif peşinde çok hevesliydi.)
14. The musician was zealous in her practice, spending hours a day honing her skills. (Müzisyen yeteneklerini geliştirmek için her gün saatlerce çalışarak çok hevesliydi.)
15. The environmentalist was zealous in her efforts to protect the planet. (Çevreci gezegeni koruma konusunda çok özveriliydi.)
16. The parent was zealous in her dedication to her children’s education. (Ebeveyn çocuklarının eğitimine olan bağlılığı konusunda çok hevesliydi.)
17. The writer was zealous in his commitment to his craft. (Yazar işine olan bağlılığı konusunda çok hevesliydi.)
18. The athlete was zealous in his pursuit of fitness and health. (Sporcu sağlıklı ve formda kalma yolunda çok hevesliydi.)
19. The volunteer was zealous in her efforts to help those in need. (Gönüllü yardıma ihtiyacı olanlara yardım etmek için çok özveriliydi.)
20. The speaker was zealous in her passion for inspiring others. (Konuşmacı diğerlerini motive etmek için tutkulu ve çok hevesliydi.)
21. The pastor was zealous in his devotion to his faith and congregation. (Papaz, inancına ve cemaatine olan bağlılığı konusunda çok hevesliydi.)