Wonderment İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Wonderment İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Wonderment Nedir?

Wonderment, bir şey hakkında hayranlık ve şaşkınlık hissi uyandıran duygudur.

Örnek Cümleler:

  1. I watched in wonderment as the sun rose over the mountains. (Dağların üzerinde güneş doğarken hayranlıkla izledim.)
  2. She stared at the painting with wonderment, amazed by its beauty. (Tabloya hayranlıkla bakarak, güzelliğinden şaşırdı.)
  3. He gazed up at the stars with wonderment, pondering the vastness of the universe. (Evrenin genişliğini düşünerek, yıldızlara hayranlıkla baktı.)
  4. The children looked at the magician’s tricks with wonderment. (Çocuklar, sihirbazın numaralarına hayranlıkla baktılar.)
  5. The visitors gazed at the ancient ruins in wonderment. (Ziyaretçiler, antik kalıntılara hayranlıkla baktılar.)
  6. The audience watched the acrobat’s performance in wonderment. (Seyirciler, akrobattın gösterisini hayranlıkla izlediler.)
  7. The tourists stood in wonderment at the foot of the waterfall. (Turistler, şelalenin ayaklarına hayranlıkla durdular.)
  8. As the plane took off, I looked out the window in wonderment. (Uçak havalanırken, camdan hayranlıkla dışarıya baktım.)
  9. She felt a sense of wonderment as she stepped inside the grand cathedral. (Büyük katedrale adım attığında, bir hayranlık hissi duydu.)
  10. The astronaut felt a sense of wonderment as he looked back at Earth from space. (Astronot, uzaydan Dünya’ya bakarken bir hayranlık hissi hissetti.)
  11. The child watched the circus performers with wonderment in his eyes. (Çocuk, gözlerinde hayranlıkla sirk göstericilerini izledi.)
  12. The hiker stood in wonderment at the top of the mountain, taking in the breathtaking view. (Dağın tepesinde duran yürüyüşçü, nefes kesen manzarayı seyrederek hayranlıkla kaldı.)
  13. The artist gazed at his completed masterpiece with wonderment and pride. (Sanatçı, tamamlanmış başyapıtına hayranlıkla ve gururla baktı.)
  14. The scientist looked at the microscope slide in wonderment, amazed by the complexity of the tiny organisms. (Bilim adamı, mikroskop slaytına hayranlıkla baktı ve küçük organizmaların karmaşıkl

    ığını gördü.)

  15. The musician played his instrument with wonderment and joy, lost in the music. (Müzisyen, müziğe dalıp hayranlıkla ve sevinçle enstrümanını çaldı.)
  16. The child looked up at the towering skyscraper with wonderment, amazed by its size. (Çocuk, gökdelenlere hayranlıkla bakarak, büyüklüğünden şaşırdı.)
  17. The photographer captured the moment with wonderment and awe. (Fotoğrafçı, anı hayranlıkla ve saygıyla yakaladı.)
  18. The poet looked out at the vast ocean with wonderment, contemplating its mysteries. (Şair, denize hayranlıkla bakarak, gizemlerini düşündü.)
  19. The child observed the caterpillar with wonderment as it transformed into a butterfly. (Çocuk, tırtılı kelebeğe dönüşürken hayranlıkla izledi.)
  20. The audience watched the fireworks display with wonderment and excitement. (Seyirciler, havai fişek gösterisini hayranlıkla ve heyecanla izlediler.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.