Wireless İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Wireless İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Wireless

Wireless, kablosuz anlamına gelir. Bu terim genellikle kablosuz teknolojileri tanımlamak için kullanılır.

Örnek cümleler:

1. I love using my wireless headphones while I’m working out. (Kablosuz kulaklıklarımı spor yaparken kullanmaktan çok hoşlanıyorum.)
2. The new printer has wireless capabilities, so you can print from anywhere in the room. (Yeni yazıcının kablosuz özellikleri var, bu nedenle odanın herhangi bir yerinden yazdırabilirsiniz.)
3. Our company has implemented a wireless network to improve productivity. (Şirketimiz, verimliliği artırmak için bir kablosuz ağ uyguladı.)
4. I need to buy a wireless charger for my phone so I don’t have to deal with cords. (Telefonum için bir kablosuz şarj aleti satın almam gerekiyor, böylece kabloyla uğraşmak zorunda kalmam.)
5. The wireless connection is weak in this area, so I’ll move closer to the router. (Bu bölgede kablosuz bağlantı zayıf, bu yüzden yönlendiriciye daha yakın hareket edeceğim.)
6. The wireless keyboard and mouse are much more convenient than the wired ones. (Kablosuz klavye ve fare, telli olanlardan çok daha pratik.)
7. The hotel offers free wireless internet for all guests. (Otel, tüm misafirlerine ücretsiz kablosuz internet sunuyor.)
8. My car has a wireless charging pad for my phone, it’s very handy. (Arabamın telefonum için kablosuz şarj pedi var, çok kullanışlı.)
9. The wireless security system alerts me if anyone enters my home. (Kablosuz güvenlik sistemi, evime herhangi biri girerse beni uyarır.)
10. I prefer wireless speakers for my home theater setup. (Ev sinema sistemi için kablosuz hoparlörleri tercih ediyorum.)
11. The company is testing a new wireless technology for faster data transfer. (Şirket, daha hızlı veri transferi için yeni bir kablosuz teknoloji test ediyor.)
12. The museum provides visitors with wireless audio guides. (Müze, ziyaretçilere kablosuz sesli rehberler sağlıyor.)
13. I don’t like the look of all the wires, so I bought a wireless mouse for my computer. (Tüm kabloların görünümünden hoşlanmıyorum, bu yüzden bilgisayarım için kablosuz bir fare satın aldım.)
14. The wireless thermostat allows me to control the temperature from my phone. (Kablosuz termostat, sıcaklığı telefonumdan kontrol etmemi sağlar.)
15. The new smartwatch has wireless charging, making it very convenient. (Yeni akıllı saat, kablosuz şarj özelliğiyle çok kullanışlı.)
16. The company is implementing a wireless sensor network to monitor its manufacturing processes. (Şirket, üretim süreçlerini izlemek için kablosuz bir sensör ağı uyguluyor.)
    17

17. My friend has a wireless printer, so she can print from her laptop without any cables. (Arkadaşımın kablosuz yazıcısı var, bu nedenle dizüstü bilgisayarından kablo olmadan yazdırabilir.)
18. The wireless remote control for the TV is missing, so we have to use the buttons on the TV. (TV için kablosuz uzaktan kumanda kayboldu, bu yüzden TV üzerindeki düğmeleri kullanmak zorunda kaldık.)
19. The wireless earbuds are more discreet than the wired ones. (Kablosuz kulaklıklar, telli olanlardan daha göze çarpmaz.)
20. I have a wireless router that can connect up to 10 devices at the same time. (10 cihaza kadar aynı anda bağlanabilen bir kablosuz yönlendiricim var.)

(Türkçe çeviriler koyu ve siyah renkte yazılmıştır.)