Warm İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Warm İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Warm

Türkçe Anlamı: Sıcak, ılık

  1. The warm sun felt good on my skin. (Sıcak güneş tenimde iyi hissettirdi.)
  2. I like to drink warm tea on a cold day. (Soğuk bir günde sıcak çay içmeyi severim.)
  3. She wrapped herself in a warm blanket. (Kendini sıcak bir battaniyeye sardı.)
  4. The fire was warm and cozy. (Ateş sıcak ve rahattı.)
  5. We had a warm conversation over dinner. (Akşam yemeğinde samimi bir konuşma yaptık.)
  6. The warm sand felt good under my feet. (Sıcak kum ayaklarımda iyi hissettirdi.)
  7. She gave me a warm hug when I saw her. (Onu gördüğümde bana sıcak bir sarılma verdi.)
  8. I put on a warm jacket before going outside. (Dışarı çıkmadan önce sıcak bir ceket giydim.)
  9. The room was warm and stuffy. (Oda sıcak ve havasızdı.)
  10. I took a warm bath to relax. (Rahatlamak için sıcak bir banyo aldım.)
  11. Her smile was warm and inviting. (Gülümsemesi sıcak ve davetkar idi.)
  12. I felt a warm breeze on my face. (Yüzümde sıcak bir esinti hissettim.)
  13. The soup was warm and comforting. (Çorba sıcak ve huzur vericiydi.)
  14. The car was warm after being in the sun all day. (Tüm gün güneşte kalınca araba sıcaktı.)
  15. She wore warm socks to keep her feet warm. (Ayaklarını sıcak tutmak için sıcak çorap giydi.)
  16. The room was warm with the glow of the fireplace. (Oda şöminenin parıltısı ile sıcaktı.)
  17. The sun set in a warm orange glow. (Güneş sıcak turuncu bir ışıltı ile battı.)
  18. The coffee shop was warm and inviting. (Kahve dükkanı sıcak ve davetkardı.)
  19. I felt a warm sense of accomplishment after finishing the project. (Proje bitirdikten sonra sıcak bir başarı hissi hissettim.)
  20. His voice was warm and soothing. (Sesi sıcak ve rahatlatıcıydı.)
  1. The warm colors of the sunset painted the sky. (Güneşin sıcak renkleri gökyüzünü boyadı.)
  2. She made me a warm cup of cocoa on a chilly evening. (Soğuk bir akşamda bana sıcak kakao yaptı.)
  3. The dog snuggled up in a warm blanket. (Köpek sıcak bir battaniyeye sokuldu.)
  4. We received a warm welcome from the host. (Ev sahibinden sıcak bir karşılama aldık.)
  5. I love the warm feeling of the sun on my face. (Güneşin yüzümdeki sıcak hissini seviyorum.)
  6. She baked a warm apple pie for dessert. (Tatlı olarak sıcak elmalı turta pişirdi.)
  7. The room was warm and inviting with its soft lighting. (Oda yumuşak aydınlatması ile sıcak ve davetkardı.)
  8. He wrapped his hands around a warm mug of coffee. (Sıcak bir kahve kupasının etrafına ellerini sardı.)
  9. The warm scent of cinnamon filled the kitchen. (Tarçın kokusu mutfakta yayıldı.)
  10. The concert-goers huddled together for warmth on a cold night. (Konser izleyicileri soğuk bir gecede sıcaklık için bir araya geldiler.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.