Win İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Win İle İlgili Cümleler
Win kelimesi Türkçe’de “kazanmak” anlamına gelir. Aşağıda, win kelimesinin cümle içinde kullanıldığı 20 örnek cümle bulabilirsiniz.
-
I won the race yesterday. (Dün yarışı kazandım.)
-
She always plays to win. (O, her zaman kazanmak için oynar.)
-
They worked hard to win the championship. (Şampiyonluğu kazanmak için sıkı çalıştılar.)
-
He was determined to win the game. (Oyunu kazanmak için kararlıydı.)
-
She couldn’t believe she had won the lottery. (Lotoyu kazandığını inanamıyordu.)
-
They need to win this match to advance to the next round. (İleri gitmek için bu maçı kazanmaları gerekiyor.)
-
The team was overjoyed when they won the championship. (Takım şampiyonluğu kazandığında çok sevinçliydi.)
-
He was confident that he could win the argument. (Tartışmayı kazanabileceğine güveniyordu.)
-
She tried her best to win the approval of her boss. (Patronunun onayını kazanmak için elinden geleni yaptı.)
-
The athlete was disqualified for cheating to win. (Sporcu, kazanmak için hile yapmaktan diskalifiye edildi.)
-
They celebrated all night after winning the championship. (Şampiyonluğu kazandıktan sonra tüm gece kutladılar.)
-
She felt a sense of accomplishment after winning the award. (Ödülü kazandıktan sonra başarı hissi hissetti.)
-
They were determined to win the game, no matter what. (Her ne olursa olsun, oyunu kazanmaya kararlılardı
-
The company’s main goal is to win the market. (Şirketin ana hedefi piyasayı kazanmak.)
-
He couldn’t help but smile when he won the bet. (Bahisi kazandığında gülümsemesi engellenemezdi.)
-
They knew they had to work hard to win the contract. (Sözleşmeyi kazanmak için sıkı çalışmaları gerektiğini biliyorlardı.)
-
She finally won the approval of her parents after years of hard work. (Yıllarca sıkı çalıştıktan sonra, sonunda ebeveynlerinin onayını kazandı.)
-
They were thrilled when they won the bid for the new project. (Yeni projenin teklifini kazandıklarında çok heyecanlandılar.)
-
The team captain gave an inspiring speech to motivate his team to win. (Takım kaptanı, takımını kazanmaya motive etmek için ilham verici bir konuşma yaptı.)
-
She felt a great sense of pride when she won the award for best actress. (En iyi aktris ödülünü kazandığında büyük bir gurur hissetti.)
Hemen Yorum Yaz