Wilful İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Wilful İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Wilful

Wilful, Türkçe’de “kasıtlı” veya “istençli” anlamına gelir. Bir kişinin bilerek ve isteyerek bir eylemde bulunması veya bir karar vermesi durumunda kullanılır.

  1. She was wilful in her decision to quit her job. (O, işini bırakma konusunda kasıtlıydı.)
  2. He made a wilful attempt to cheat in the exam. (O, sınavda kopya çekmek konusunda istekliydi.)
  3. The company’s wilful negligence resulted in a serious accident. (Şirketin kasıtlı ihmali ciddi bir kazaya neden oldu.)
  4. Her wilful behavior caused a lot of trouble for everyone. (Onun kasıtlı davranışı herkes için çok sorunlu oldu.)
  5. He has a wilful disregard for authority. (O, otoriteye karşı istekli bir şekilde aldırmazlık gösterir.)
  6. The accused pleaded guilty to wilful damage of property. (Sanık, mala kasıtlı zarar vermekten suçlu olduğunu kabul etti.)
  7. She’s being wilful and refuses to listen to anyone. (O, kasıtlı davranıyor ve hiç kimseyi dinlemiyor.)
  8. The coach punished the player for his wilful disobedience. (Antrenör, oyuncunun istekli itaatsizliği nedeniyle cezalandırdı.)
  9. He has a wilful determination to succeed. (O, başarılı olmak için istekli bir kararlılığa sahiptir.)
  10. She has a wilful personality and likes to do things her way. (O, kasıtlı bir kişiliğe sahiptir ve her şeyi kendi yolunda yapmayı sever.)
  11. His wilful ignorance led to him failing the exam. (Onun kasıtlı cahilliği, sınavda başarısız olmasına neden oldu.)
  12. She’s acting in a wilful manner and ignoring our advice. (O, kasıtlı bir şekilde davranıyor ve tavsiyelerimizi görmezden geliyor.)
  13. The employee’s wilful misconduct resulted in his termination. (Çalışanın kasıtlı kötü davranışı, işten çıkarılmasına neden oldu.)
  14. The company made a wilful decision to ignore the safety guidelines. (Şirket, güvenlik yönergelerini kasıtlı olarak görmezden gelme kararı aldı.)
  15. His wilful behavior is causing a lot of problems for the team. (Onun kasıtlı davranışı, takım için çok fazla sorun yaratıyor.)
  16. She’s always been wilful and stubborn. (O, her zaman kasıtlı ve inatçı olmuştur.)
  17. The driver was charged with wilful reckless driving. (Sürücü, kasıtlı olarak tehlikeli bir şekilde araba kullanmaktan suçlandı.)
  18. The student was suspended for his wilful disruption of class. (Öğrenci, sınıfı kasıtlı olarak bozduğu için uzaklaştırıldı.)
  19. The
  1. The company’s wilful neglect of their employees’ safety resulted in several injuries. (Şirketin çalışanlarının güvenliğini kasıtlı olarak gözardı etmesi, birkaç yaralanmaya neden oldu.)
  2. The suspect was found guilty of wilful murder. (Şüpheli, kasıtlı cinayetten suçlu bulundu.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.