Wilful İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Wilful
Wilful, Türkçe’de “kasıtlı” veya “istençli” anlamına gelir. Bir kişinin bilerek ve isteyerek bir eylemde bulunması veya bir karar vermesi durumunda kullanılır.
- She was wilful in her decision to quit her job. (O, işini bırakma konusunda kasıtlıydı.)
- He made a wilful attempt to cheat in the exam. (O, sınavda kopya çekmek konusunda istekliydi.)
- The company’s wilful negligence resulted in a serious accident. (Şirketin kasıtlı ihmali ciddi bir kazaya neden oldu.)
- Her wilful behavior caused a lot of trouble for everyone. (Onun kasıtlı davranışı herkes için çok sorunlu oldu.)
- He has a wilful disregard for authority. (O, otoriteye karşı istekli bir şekilde aldırmazlık gösterir.)
- The accused pleaded guilty to wilful damage of property. (Sanık, mala kasıtlı zarar vermekten suçlu olduğunu kabul etti.)
- She’s being wilful and refuses to listen to anyone. (O, kasıtlı davranıyor ve hiç kimseyi dinlemiyor.)
- The coach punished the player for his wilful disobedience. (Antrenör, oyuncunun istekli itaatsizliği nedeniyle cezalandırdı.)
- He has a wilful determination to succeed. (O, başarılı olmak için istekli bir kararlılığa sahiptir.)
- She has a wilful personality and likes to do things her way. (O, kasıtlı bir kişiliğe sahiptir ve her şeyi kendi yolunda yapmayı sever.)
- His wilful ignorance led to him failing the exam. (Onun kasıtlı cahilliği, sınavda başarısız olmasına neden oldu.)
- She’s acting in a wilful manner and ignoring our advice. (O, kasıtlı bir şekilde davranıyor ve tavsiyelerimizi görmezden geliyor.)
- The employee’s wilful misconduct resulted in his termination. (Çalışanın kasıtlı kötü davranışı, işten çıkarılmasına neden oldu.)
- The company made a wilful decision to ignore the safety guidelines. (Şirket, güvenlik yönergelerini kasıtlı olarak görmezden gelme kararı aldı.)
- His wilful behavior is causing a lot of problems for the team. (Onun kasıtlı davranışı, takım için çok fazla sorun yaratıyor.)
- She’s always been wilful and stubborn. (O, her zaman kasıtlı ve inatçı olmuştur.)
- The driver was charged with wilful reckless driving. (Sürücü, kasıtlı olarak tehlikeli bir şekilde araba kullanmaktan suçlandı.)
- The student was suspended for his wilful disruption of class. (Öğrenci, sınıfı kasıtlı olarak bozduğu için uzaklaştırıldı.)
- The
- The company’s wilful neglect of their employees’ safety resulted in several injuries. (Şirketin çalışanlarının güvenliğini kasıtlı olarak gözardı etmesi, birkaç yaralanmaya neden oldu.)
- The suspect was found guilty of wilful murder. (Şüpheli, kasıtlı cinayetten suçlu bulundu.)
Hemen Yorum Yaz