What The Devil İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

What The Devil İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

The Devil Nedir?

“The Devil” İngilizce’de “şeytan” anlamına gelir. Şeytan, Hristiyan inancına göre cennetten kovulan ve insanlara kötülük yapmak için var olan bir varlıktır.

Örnek Cümleler:

1. The Devil tempted me to steal the money. (Şeytan beni parayı çalmaya teşvik etti.)
2. The woman was convinced that her ex-husband was the devil himself. (Kadın, eski kocasının şeytan olduğuna inandı.)
3. The horror movie was about a family haunted by the devil. (Korku filmi, şeytan tarafından hayaletlenen bir aileyi konu alıyordu.)
4. Some people believe that playing with a ouija board can summon the devil. (Bazı insanlar, ouija tahtası ile oynamanın şeytanı çağırabileceğine inanırlar.)
5. The pastor warned his congregation about the devil’s tricks. (Vaiz, cemaatine şeytanın hilelerinden bahsetti.)
6. She felt like she had made a deal with the devil when her success came at the expense of her integrity. (Başarısı, dürüstlüğüne mal olduğunda, şeytanla anlaşma yaptığı hissine kapıldı.)
7. The devil is often depicted as a horned, red-skinned creature with a pointed tail. (Şeytan genellikle boynuzlu, kırmızı tenli, sivri kuyruklu bir varlık olarak tasvir edilir.)
8. After she hit her sister, the little girl was convinced that she was going to be punished by the devil. (Kız kardeşine vurduktan sonra, küçük kız şeytan tarafından cezalandırılacağına inandı.)
9. The cult leader claimed to have the devil on his side. (Tarikat lideri, şeytanın tarafında olduğunu iddia etti.)
10. The old man’s eyes glinted with the devil’s own fire. (Yaşlı adamın gözleri, şeytanın kendi ateşiyle parladı.)
11. She was terrified when she saw the painting of the devil in the museum. (Müzede şeytan resmini gördüğünde korktu.)
12. The exorcism was supposed to drive the devil out of the possessed girl’s body. (Exorcism, şeytanı ele geçiren kızın bedeninden çıkarmak için yapılmıştı.)
13. Some people believe that the devil is responsible for all the

evil in the world. (Bazı insanlar, dünyadaki tüm kötülüklerin şeytanın sorumluluğunda olduğuna inanırlar.)
14. The musician sold his soul to the devil in exchange for fame and fortune. (Müzisyen, ün ve servet karşılığında ruhunu şeytana sattı.)

15. The old woman warned the young couple not to go into the forest at night, saying that the devil lived there. (Yaşlı kadın, gece ormana gitmemelerini ve şeytanın orada yaşadığını söyleyerek genç çifti uyardı.)
16. She felt like she was fighting the devil himself when she struggled with her addiction. (Bağımlılığıyla mücadele ettiğinde, şeytanla kendisi savaşıyormuş gibi hissetti.)
17. Some people believe that the devil can possess a person’s body and control their actions. (Bazı insanlar, şeytanın bir kişinin bedenini ele geçirebileceğine ve onların eylemlerini kontrol edebileceğine inanırlar.)
18. The woman’s obsession with revenge was like the devil whispering in her ear. (Kadının intikam takıntısı, şeytanın kulağına fısıldamasına benziyordu.)
19. He believed that he was doing the devil’s work when he committed acts of violence. (Şiddet eylemleri gerçekleştirdiğinde, şeytanın işini yaptığına inanıyordu.)
20. The man’s red eyes and devilish grin made him look like the devil himself. (Adamın kırmızı gözleri ve şeytani gülümsemesi, doğrudan şeytan gibi görünmesine neden oldu.)

Türkçe Karşılıklar:

1. Şeytan
2. Eski kocası şeytan olduğuna inanıyordu.
3. Korku filmi, şeytan tarafından hayaletlenen bir aileyi konu alıyordu.
4. Bazı insanlar, ouija tahtası ile oynamanın şeytanı çağırabileceğine inanırlar.
5. Vaiz, cemaatine şeytanın hilelerinden bahsetti.
6. Başarısı, dürüstlüğüne mal olduğunda, şeytanla anlaşma yaptığı hissine kapıldı.
7. Şeytan genellikle boynuzlu, kırmızı tenli, sivri kuyruklu bir varlık olarak tasvir edilir.
8. Kız kardeşine vurduktan sonra, küçük kız şeytan tarafından cezalandırılacağına inandı.
9. Tarikat lideri, şeytanın tarafında olduğunu iddia etti.
10. Yaşlı