Wet İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Wet İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Wet

Wet, ıslak anlamına gelir. Bir nesnenin suya, yağmura veya herhangi bir sıvıya maruz kalmış olması durumunda kullanılır.

1. I forgot my umbrella and got wet in the rain. (Şemsiyemi unuttum ve yağmurda ıslandım.)
2. The grass was wet with dew in the morning. (Çimler sabah çiyiyle ıslaktı.)
3. Don’t touch the wet paint on the wall. (Duvarı ıslak boyaya dokunma.)
4. She slipped on the wet floor and fell down. (Islak zeminde kaydı ve düştü.)
5. The wet towel left a mark on the wooden table. (Islak havlu ahşap masada bir iz bıraktı.)
6. The clothes were still wet after being in the dryer for an hour. (Giysiler bir saat kurutucuda kaldıktan sonra hala ıslaktı.)
7. The dog shook its wet fur and got water all over the room. (Köpek ıslak tüylerini salladı ve suyu odanın her yerine yaydı.)
8. He couldn’t light the wet firewood. (Islak odunları yakamadı.)
9. She enjoyed walking in the wet sand at the beach. (Plajdaki ıslak kumda yürümekten keyif aldı.)
10. The wet weather ruined our picnic plans. (Islak hava piknik planlarımızı mahvetti.)
11. The child jumped into the wet puddle and splashed around. (Çocuk ıslak su birikintisine atladı ve etrafta su sıçrattı.)
12. The roof was leaking and the floor was wet. (Çatı sızıyordu ve zemin ıslaktı.)
13. The wet sponge was used to clean the dishes. (Islak sünger bulaşıkları temizlemek için kullanıldı.)
14. The wet roads caused a lot of accidents. (Islak yollar birçok kazaya neden oldu.)
15. Her wet hair dripped water onto the carpet. (Islak saçları halıya su damlattı.)
16. The wet sandbags were used to prevent flooding. (Islak kum torbaları sel önlemek için kullanıldı.)
17. He felt cold and wet after swimming in the lake. (Gölde yüzdükten sonra üşüdü ve ıslak hissetti.)
18. The wet conditions made it difficult to start the car. (Islak koşullar arabayı çalıştırmayı zorlaştırdı.)
19. The wet leaves made the sidewalk slippery. (Islak yapraklar kaldırımı kaygan hale getirdi.)
20. The wet climate was perfect for growing rice. (Islak iklim pirinç yetiştirmek için mükemmeldi.)

Devamı

21. He put on a wet suit before diving into the water. (Su altına dalmadan önce ıslak bir tulum giydi.)
22. The wet sand castle collapsed when the waves hit it. (Dalgalar vurunca ıslak kumdan yapılan kum kale çöktü.)
23. The wet tissue was used to clean the spilled drink. (Dökülen içeceği temizlemek için ıslak mendil kullanıldı.)
24. The wet roads caused traffic jams during rush hour. (Islak yollar yoğun saatlerde trafik sıkışıklığına neden oldu.)
25. The wet clay was molded into a vase. (Islak kil bir vazo şeklinde kalıplandı.)
26. She hung her wet clothes on the clothesline to dry. (Islak giysilerini kuruması için ip üstüne astı.)
27. The wet concrete was poured into the foundation of the building. (Islak beton binanın temeline döküldü.)
28. The wet conditions made it challenging to hike up the mountain. (Islak koşullar dağa tırmanmayı zorlaştırdı.)
29. The wet leaves made the trees look greener. (Islak yapraklar ağaçları daha yeşil gösterdi.)
30. The wet sponge soaked up the spilled milk on the table. (Islak sünger masada dökülen sütü emdi.)