Well-Preserved İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Well-Preserved İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Well-Preserved

Well-preserved kelimesi Türkçe’de “iyi korunmuş” anlamına gelir. Aşağıda well-preserved kelimesinin örnek cümlelerini ve Türkçe anlamlarını bulabilirsiniz:

1. The ancient artifacts were well-preserved in the museum. – Eski eserler müzede iyi korunmuştu.
2. She looks amazing for her age, her skin is well-preserved. – Yaşına göre harika görünüyor, cildi iyi korunmuş.
3. Due to the cold climate, the animal’s body was well-preserved. – Soğuk iklim nedeniyle hayvanın vücudu iyi korunmuştu.
4. The historical building has been well-preserved for future generations. – Gelecek nesiller için tarihi bina iyi korunmuş durumda.
5. The well-preserved mummy fascinated the archaeologists. – İyi korunmuş mumya arkeologları büyüledi.
6. The old books in the library are well-preserved. – Kütüphanedeki eski kitaplar iyi korunmuş.
7. The fossils found in the cave were surprisingly well-preserved. – Mağarada bulunan fosiller şaşırtıcı şekilde iyi korunmuştu.
8. The well-preserved vintage car was sold for a high price. – İyi korunmuş vintage arabaya yüksek bir fiyata satıldı.
9. Despite being centuries old, the artwork is well-preserved. – Yüzyıllar öncesine ait olmasına rağmen, sanat eseri iyi korunmuş.
10. The well-preserved castle attracts many tourists. – İyi korunmuş kale birçok turisti cezbediyor.
11. Thanks to the dry weather, the ancient ruins are well-preserved. – Kuru hava sayesinde, antik kalıntılar iyi korunmuş durumda.
12. The well-preserved documents provide valuable information about the past. – İyi korunmuş belgeler, geçmiş hakkında değerli bilgiler sağlar.
13. The well-preserved fossils helped scientists to understand the evolution process. – İyi korunmuş fosiller, bilim adamlarına evrim sürecini anlamalarına yardımcı oldu.
14. The well-preserved painting is worth millions of dollars. – İyi korunmuş tablo milyonlarca dolara değerinde.
15. The well-preserved ancient city is now a popular tourist destination. – İyi korunmuş antik kent şimdi popüler bir turistik yer haline geldi.
16. The well-preserved coins were found in the excavation site. – İyi korunmuş paralar kazı alanında bulundu.
17. Despite being over 100 years old, the house is well-preserved. – 100 yılı aşkın bir süre öncesine ait olmasına rağmen, ev iyi korunmuş durumda.
18. The well-preserved clothes from the 18th century

were displayed in the museum. – 18. yüzyıldan kalma iyi korunmuş kıyafetler müzede sergilendi.
19. The well-preserved fossils of dinosaurs provided valuable information for paleontologists. – Dinozorların iyi korunmuş fosilleri paleontologlar için değerli bilgiler sağladı.

20. The well-preserved historical documents were carefully stored in the archives. – İyi korunmuş tarihi belgeler arşivlerde özenle saklandı.