Weep İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Weep İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Weep İle İlgili Cümleler

Weep kelimesi Türkçe’de “ağlamak” anlamına gelir.

Örnek cümleler:

1. She wept when she heard the sad news. (Üzücü haberi duyunca ağladı.)
2. The little girl wept when she lost her favorite doll. (Küçük kız en sevdiği bebeğini kaybedince ağladı.)
3. He wept tears of joy at the sight of his newborn baby. (Yeni doğan bebeğini görünce mutluluktan gözyaşlarına boğuldu.)
4. The mourners wept at the funeral of their friend. (Arkadaşlarının cenazesinde yas tutarak ağladılar.)
5. She wept silently in the corner, not wanting anyone to see her tears. (Köşede sessizce ağladı, gözyaşlarını kimseye göstermek istemiyordu.)
6. The puppy wept in pain after hurting its paw. (Patisini incittiği için acı içinde ağlayan köpek yavrusu.)
7. The old man wept with gratitude when the volunteers brought him food. (Gönüllüler yemek getirince yaşlı adam minnetle ağladı.)
8. The movie was so sad that even the toughest guy in the audience wept. (Filmin üzücü olmasından dolayı, seyircilerin en sert adamı bile ağladı.)
9. She wept with relief when she found out her brother was safe. (Kardeşinin güvende olduğunu öğrenince rahatlayarak ağladı.)
10. The mother wept tears of joy as she held her newborn baby in her arms. (Yeni doğan bebeğini kucakladığı sırada annesi mutluluktan gözyaşlarına boğuldu.)
11. The bride wept tears of happiness on her wedding day. (Düğün gününde gelin mutluluktan gözyaşlarına boğuldu.)
12. The little boy wept when he lost his favorite toy. (En sevdiği oyuncak kaybolduğunda küçük çocuk ağladı.)
13. The soldier’s family wept when they received news of his death. (Askerin ölüm haberini alan ailesi ağ

lamak zorunda kaldı.)
14. The audience wept during the emotional scene in the play. (Oyunun duygusal sahnesinde seyirciler ağladı.)

15. She wept tears of regret for the way she had treated her friend. (Arkadaşına davranışından dolayı pişmanlıkla gözyaşlarına boğuldu.)
16. The parents wept with pride as they watched their daughter graduate. (Kızlarının mezuniyet törenini izlerken, ebeveynler gururla gözyaşlarına boğuldu.)
17. The child wept when she was scolded by her parents. (Ebeveynleri tarafından azarlanınca çocuk ağladı.)
18. The victim’s family wept during the trial as they listened to the details of the crime. (Suçun detaylarını dinlerken, kurbanın ailesi duruşma sırasında ağladı.)
19. The mother wept tears of relief when her missing child was found. (Kaybolan çocuğunu bulunca annesi rahatlamış bir şekilde ağladı.)
20. The artist wept tears of joy as her work was exhibited in a prestigious gallery. (Sanatçı, işi önde gelen bir galeride sergilendiğinde mutluluktan gözyaşlarına boğuldu.)