Waterspout İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Waterspout İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Waterspout Nedir?

Waterspout, deniz veya göl gibi sular üzerinde oluşan bir hava olayıdır. Bu olayda, hava sıcak ve nemli olduğunda, su buharı yükselerek yüksekliği 1 kilometre veya daha fazla olan bulutlara kadar çıkabilir. Bu su buharı, bulutlarla birleşerek bir sütun halinde dönmeye başlar ve yerden veya deniz yüzeyinden yükselerek bir fırtına bulutuna dönüşür.

1. The waterspout moved across the lake. (Waterspout gölün üzerinden hareket etti.)
2. We watched as the waterspout spun over the ocean. (Biz okyanusun üzerinde dönen sütunu izledik.)
3. The sailors were afraid of the waterspout. (Denizciler sütundan korktular.)
4. The waterspout was visible from the shore. (Sütun kıyıdan görülebiliyordu.)
5. The waterspout formed quickly and dissipated just as fast. (Sütun hızla oluştu ve aynı hızda kayboldu.)
6. The waterspout was a rare sight. (Sütun nadir bir görüntüydü.)
7. The waterspout damaged several boats in the marina. (Sütun marinedeki birkaç tekneye zarar verdi.)
8. The waterspout was a beautiful but dangerous phenomenon. (Sütun güzel ama tehlikeli bir fenomendi.)
9. We took shelter as the waterspout approached. (Sütun yaklaşırken sığınak aldık.)
10. The waterspout was caught on camera by a tourist. (Sütun bir turist tarafından kameraya kaydedildi.)
11. The waterspout made landfall and caused damage to the buildings. (Sütun karaya çıktı ve binalara zarar verdi.)
12. The waterspout was a stunning display of nature’s power. (Sütun doğanın gücünün göz alıcı bir göstergesiydi.)
13. The waterspout formed during a severe thunderstorm. (Sütun şiddetli bir gök gürültülü fırtına sırasında oluştu.)
14. The waterspout was a popular subject among photographers. (Sütun fotoğrafçılar arasında popüler bir konuydu.)
15. The waterspout disappeared as quickly as it appeared. (Sütun ortaya çıktığı gibi hızla kayboldu.)
16. The waterspout was a breathtaking sight. (Sütun nefes kesici bir görüntüydü.)
17. The waterspout moved towards the shore with great speed. (Sütun büyük bir hızla kıyıya doğru hareket etti.)
18. The waterspout was a reminder of nature’s unpredictable nature. (Sütun doğanın öngörülemeyen yapısını hatırlattı.)
19. The waterspout was an awe-inspiring spectacle. (Sütun hayranlık uyandıran bir gösteriydi.)
20. The waterspout dissipated over the open sea. (Sütun açık deniz

Waterspout ile ilgili cümleler (devam)

21. The waterspout formed just offshore and headed towards the beach. (Sütun sahile yakın oluştu ve sahile doğru ilerledi.)
22. The waterspout was a fascinating sight, but we kept our distance. (Sütun büyüleyici bir görüntüydü, ancak biz uzak durduk.)
23. The waterspout caused damage to a nearby oil rig. (Sütun yakındaki bir petrol platformuna zarar verdi.)
24. The waterspout appeared out of nowhere and surprised everyone. (Sütun aniden ortaya çıktı ve herkesi şaşırttı.)
25. The waterspout was accompanied by strong winds and heavy rain. (Sütun şiddetli rüzgarlar ve yoğun yağmur ile birlikteydi.)
26. The waterspout moved slowly across the bay. (Sütun yavaşça koyun üzerinden hareket etti.)
27. The waterspout was a natural wonder that left us in awe. (Sütun bizi hayran bırakan doğal bir harikaydı.)
28. The waterspout lasted only a few minutes before it dissipated. (Sütun kaybolmadan önce sadece birkaç dakika sürdü.)
29. The waterspout was captured on video by a news crew. (Sütun bir haber ekibi tarafından videoya alındı.)
30. The waterspout was a reminder of the power of Mother Nature. (Sütun Anne Doğa’nın gücünü hatırlattı.)
31. The waterspout moved closer to the shore, and we could feel the wind picking up. (Sütun kıyıya daha da yaklaştı ve rüzgarın arttığını hissettik.)
32. The waterspout was a rare occurrence that many people had never seen before. (Sütun birçok insanın daha önce hiç görmediği nadir bir olaydı.)
33. The waterspout was a terrifying sight that we will never forget. (Sütun asla unutamayacağımız korkunç bir görüntüydü.)
34. The waterspout formed in the distance and slowly moved towards us. (Sütun uzakta oluştu ve yavaşça bize doğru hareket etti.)
35. The waterspout disappeared as quickly as it came, leaving us amazed. (Sütun geldiği gibi hızla kayboldu ve bizi şaşırttı.)