Wander About İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Wander About İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Wander About Nedir?

Wander about, boşuna dolaşmak veya gezinmek anlamına gelen bir İngilizce deyimdir.

Örnek Cümleler:

1. I love to wander about the city and explore new places. (Şehirde boşuna dolaşmayı seviyorum ve yeni yerler keşfetmeyi)
2. He was wandering about the park for hours, lost in thought. (Saatlerce parkta dolaştı, düşüncelere dalmış)
3. The cat was wandering about the house, searching for its toy. (Kedi oyuncak aramak için evde boşuna dolaşıyordu)
4. She wandered about aimlessly, not sure where to go. (Amaçsızca dolaşıyordu, nereye gideceğinden emin değildi)
5. They decided to spend the day wandering about the countryside. (Kırsalda boşuna dolaşarak günlerini geçirmeye karar verdiler)
6. He wandered about the museum, admiring the artwork. (Müzede boşuna dolaşıp, sanat eserlerine hayran oldu)
7. We wandered about the town, enjoying the sights and sounds. (Kasabada boşuna dolaşıp, manzara ve seslerin tadını çıkardık)
8. The old man would often wander about the streets, talking to himself. (Yaşlı adam sık sık sokaklarda boşuna dolaşıp, kendi kendine konuşurdu)
9. She wandered about the beach, collecting seashells. (Plajda boşuna dolaşıp, deniz kabukları topladı)
10. The tourists wandered about the market, haggling over prices. (Turistler pazar yerinde boşuna dolaşıp, fiyatları pazarlık ettiler)
11. He found himself wandering about the city, lost and confused. (Kaybolmuş ve şaşkın bir şekilde şehirde boşuna dolaştı)
12. The children wandered about the park, playing games and having fun. (Çocuklar oyun oynayıp eğlenirken parkta boşuna dolaştılar)
13. She wandered about the library, searching for a book to read. (Kütüphanede okuyacak bir kitap ararken boşuna dolaştı)
14. He often wanders about the house at night, unable to sleep. (Gece uykusuz kalarak evde boşuna dolaşır)
15. The dog wandered about the yard, sniffing for something to play with. (Köpek oynamak için bir şey arayarak avluda boşuna dolaştı)
16. They decided to wander about the city, taking in the sights and sounds. (Manzarayı ve sesleri içine çekerek şehirde boşuna dolaşmaya karar verdiler)
17. The hikers wandered about the mountains, enjoying the scenery. (Yürüyüşçüler manzarayı seyrederek dağlarda boşuna dolaştılar)
18. The child wandered about the store, fascinated by all the toys. (Çocuk oyuncaklara hay

19. The couple wandered about the city, hand in hand, enjoying each other’s company. (Çift el ele şehirde boşuna dolaşarak, birbirlerinin şirketinin tadını çıkardılar)
20. The musician wandered about the park, playing his guitar and entertaining the passersby. (Müzisyen parkta boşuna dolaşıp, gitar çalarak ve geçenlere eğlence sağlayarak vakit geçirdi)