Wade İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Wade İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Wade

Wade, İngilizce kökenli bir isimdir ve “geçit” veya “akarsu” anlamına gelir. Bu isim özellikle İngilizce konuşan ülkelerde yaygın olarak kullanılır.

Örnek cümleler:

  1. Wade is a popular name for boys in the United States.
    (Türkçe: Wade, Amerika Birleşik Devletleri’nde erkekler için popüler bir isimdir.)

  2. The hikers had to wade through the river to get to the other side.
    (Türkçe: Yürüyüşçüler diğer tarafa geçmek için nehirde yürüdüler.)

  3. She waited for her turn to wade into the shallow end of the pool.
    (Türkçe: Havuzun sığ ucuna girme sırasını bekledi.)

  4. The wading birds searched for fish in the marsh.
    (Türkçe: Su kuşları bataklıkta balık aradı.)

  5. The child was scared to wade into the deep end of the pool.
    (Türkçe: Çocuk havuzun derin ucuna girmekten korkuyordu.)

  6. The river was too deep to wade across, so we had to find a bridge.
    (Türkçe: Nehir çok derindi, bu yüzden köprü bulmamız gerekti.)

  7. The football player was named Wade and he played for the Miami Dolphins.
    (Türkçe: Futbolcu Miami Dolphins için oynayan Wade adında biriydi.)

  8. The farmer had to wade through the flooded field to rescue his animals.
    (Türkçe: Çiftçi hayvanlarını kurtarmak için sel sularıyla kaplı tarlaya yürüdü.)

  9. Wade and his friends went on a hiking trip in the mountains.
    (Türkçe: Wade ve arkadaşları dağlarda bir yürüyüşe çıktılar.)

  10. The fishermen had to wade into the water to catch the fish.
    (Türkçe: Balıkçılar balık tutmak için suya girmek zorunda kaldılar.)

  11. The river was too fast and dangerous to wade in.
    (Türkçe: Nehir çok hızlı ve tehlikeli olduğu için içinde yürümek mümkün değildi.)

  12. Wade was a famous basketball player who played for the Miami Heat.
    (Türkçe: Wade Miami Heat için oynayan ünlü bir basketbolcuy

  1. The hikers had to wade through the mud to get to the top of the mountain.
    (Türkçe: Yürüyüşçüler, dağın zirvesine ulaşmak için çamurda yürümek zorunda kaldılar.)

  2. The kids loved to wade in the shallow end of the pool and play with their toys.
    (Türkçe: Çocuklar havuzun sığ ucunda yürümeyi ve oyuncaklarıyla oynamayı seviyorlardı.)

  3. The fishermen had to wade across the river to get to the best fishing spot.
    (Türkçe: Balıkçılar en iyi balık tutma noktasına ulaşmak için nehri yürümek zorunda kaldılar.)

  4. The park ranger advised visitors not to wade in the river due to the strong currents.
    (Türkçe: Park bekçisi, güçlü akıntılar nedeniyle ziyaretçilere nehirde yürümeme konusunda tavsiyede bulundu.)

  5. Wade was a good swimmer and loved to compete in swimming competitions.
    (Türkçe: Wade, iyi bir yüzücüydü ve yüzme yarışmalarına katılmaktan hoşlanırdı.)

  6. The river was so cold that the hikers had to wade quickly to get to the other side.
    (Türkçe: Nehir o kadar soğuktu ki yürüyüşçüler diğer tarafa hızlıca yürümek zorunda kaldılar.)

  7. The children enjoyed playing and wading in the creek behind their house.
    (Türkçe: Çocuklar evlerinin arkasındaki dere de oynamayı ve yürümeyi seviyorlardı.)

  8. The fisherman carefully waded through the stream to avoid disturbing the fish.
    (Türkçe: Balıkçı, balıkları rahatsız etmemek için dikkatle akarsuda yürüdü.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.