Wad İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Wad İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Wad

Wad kelimesi İngilizce’de birkaç farklı anlamda kullanılır. En yaygın anlamları arasında “küçük bir paket veya yığın”, “kurşun veya diğer metalik madenlerin biriktiği yer”, “silahın içindeki dolgu maddesi” ve “gereksiz veya boş bir söz” bulunur.

Örnek cümleler:

1. The boy found a wad of cash on the sidewalk. (Çocuk kaldırımda bir para yığını buldu.)
2. The old building was filled with wads of dust and cobwebs. (Eski bina, toz ve örümcek ağı yığınları ile doluydu.)
3. The hunter dug a wad of lead pellets out of the deer’s flesh. (Avcı, geyik etinden kurşun topakları çıkardı.)
4. She chewed on a wad of gum while waiting for the bus. (O, otobüsü beklerken sakız çiğnedi.)
5. He spit out a wad of sunflower seed shells onto the ground. (Yere bir ayçiçeği tohumu kabuğu yumağı tükürdü.)
6. The bank robber stuffed a wad of bills into his bag and fled. (Banka soyguncusu çantasına bir para yığını sıkıştırdı ve kaçtı.)
7. The metal detector beeped when it detected a wad of coins in the sand. (Metal dedektörü kumda bir para yığını tespit ettiğinde çınladı.)
8. She wrapped a wad of cloth around her injured ankle to stop the bleeding. (Kanamayı durdurmak için sakatlanan bileğinin etrafına bir bez yığını sarıldı.)
9. The politician’s speech was full of wads of meaningless phrases. (Politikacının konuşması anlamsız sözcük yığınları ile doluydu.)
10. He crumpled up a wad of paper and threw it in the trash can. (Bir kağıt yığını çırpıp çöp kutusuna attı.)
11. The plumber used a wad of putty to seal the leaky pipe. (Tesisatçı sızdıran boruyu kapatmak için bir mastik yığını kullandı.)
12. The boxer spit out a wad of blood onto the canvas. (Boksör tuvalete bir kan yığını tükürdü.)
13. She plucked a wad of hair from the shower drain. (Duş lavabosundan bir saç yığını aldı.)
14. The scientist analyzed a wad of soil samples under the microscope. (Bilim adamı mikroskop altında bir toprak örneği yığını analiz etti.)
15. He loaded a wad of birdshot into his shotgun. (Yivsiz tüfeğine bir kuş yemi yığını yükledi.)
16. The children made a wad of snowballs to throw at each other. (Çocuklar birbirlerine atmak için bir kar topu yığını yaptılar.)
17. The artist used a wad of clay to

create a sculpture of a horse. (Sanatçı, bir at heykeli yapmak için bir kil yığını kullandı.)
18. He swallowed a wad of pills to ease his headache. (Baş ağrısını hafifletmek için bir hap yığını yuttu.)

19. The detective found a wad of hair and fibers on the victim’s clothes. (Dedektif, kurbanın giysilerinde bir saç ve lif yığını buldu.)
20. She pulled out a wad of tissues from her purse and blew her nose. (Cüzdanından bir kağıt mendil yığını çıkarıp burnunu sildi.)

(Türkçe çevirileri kalın ve siyah yazılmıştır.)