Voluntary İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Voluntary İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Voluntary

Voluntary kelimesi gönüllü anlamına gelir. Bir kişinin kendi isteği veya kararı doğrultusunda bir şeyi yapması anlamına gelir.

Örnek Cümleler:

  1. She decided to work as a voluntary teacher in a remote village. (O, uzak bir köyde gönüllü öğretmen olarak çalışmaya karar verdi.)
  2. I will be a voluntary blood donor next week. (Gelecek hafta gönüllü kan bağışçısı olacağım.)
  3. Many voluntary organizations are working for the betterment of society. (Birçok gönüllü kuruluş toplumun iyileştirilmesi için çalışıyor.)
  4. He joined the voluntary army to serve his country. (O, ülkesine hizmet etmek için gönüllü orduya katıldı.)
  5. She is a voluntary worker at the local animal shelter. (O, yerel hayvan barınağında gönüllü çalışan.)
  6. Voluntary work can give you a sense of satisfaction and fulfillment. (Gönüllü çalışma, size tatmin ve doyum hissi verebilir.)
  7. They organized a voluntary clean-up drive in their neighborhood. (Komşularında gönüllü bir temizlik etkinliği düzenlediler.)
  8. She made a voluntary contribution to the charity. (Hayırseverliğe gönüllü olarak bağış yaptı.)
  9. The company offers voluntary retirement to its employees. (Şirket, çalışanlarına gönüllü emeklilik seçeneği sunuyor.)
  10. The school organized a voluntary tutoring program for struggling students. (Okul, başarısız öğrenciler için gönüllü öğretmenlik programı düzenledi.)
  11. She did voluntary work in a hospital during her summer vacation. (O, yaz tatilinde bir hastanede gönüllü çalışma yaptı.)
  12. Voluntary work is a great way to gain new skills and experience. (Gönüllü çalışma, yeni beceriler ve deneyim kazanmanın harika bir yoludur.)
  13. The charity is looking for voluntary translators for their website. (Hayırseverlik kuruluşu, web siteleri için gönüllü çevirmenler arıyor.)
  14. He decided to take a voluntary pay cut to help the struggling company. (O, mücadele eden şirkete yardım etmek için gönüllü bir maaş kesintisi yapmaya karar verdi.)
  15. She volunteered to be a part of the local disaster response team. (O, yerel afet müdahale ekibinin bir parçası olmaya gönüllü oldu.)
  16. Voluntary work can help you build new relationships and connections. (Gönüllü çalışma, yeni ilişkiler ve bağlantılar kurmanıza yardımcı olabilir.)
  17. They organized a voluntary beach cleanup to protect the marine ecosystem. (Deniz ekosistemini korumak için gönüllü plaj temizliği düzenlediler.)
  18. The company offers voluntary health insurance to its employees. (Şirket, çalışanlarına gönüll

ü sağlık sigortası sunuyor.)
19. She took part in a voluntary tree-planting campaign to combat climate change. (O, iklim değişikliğiyle mücadele etmek için gönüllü ağaç dikim kampanyasına katıldı.)

  1. Voluntary work is a great way to give back to the community and make a positive impact. (Gönüllü çalışma, topluma geri vermenin ve olumlu etki yaratmanın harika bir yoludur.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.