Voluntary İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Voluntary
Voluntary kelimesi gönüllü anlamına gelir. Bir kişinin kendi isteği veya kararı doğrultusunda bir şeyi yapması anlamına gelir.
Örnek Cümleler:
- She decided to work as a voluntary teacher in a remote village. (O, uzak bir köyde gönüllü öğretmen olarak çalışmaya karar verdi.)
- I will be a voluntary blood donor next week. (Gelecek hafta gönüllü kan bağışçısı olacağım.)
- Many voluntary organizations are working for the betterment of society. (Birçok gönüllü kuruluş toplumun iyileştirilmesi için çalışıyor.)
- He joined the voluntary army to serve his country. (O, ülkesine hizmet etmek için gönüllü orduya katıldı.)
- She is a voluntary worker at the local animal shelter. (O, yerel hayvan barınağında gönüllü çalışan.)
- Voluntary work can give you a sense of satisfaction and fulfillment. (Gönüllü çalışma, size tatmin ve doyum hissi verebilir.)
- They organized a voluntary clean-up drive in their neighborhood. (Komşularında gönüllü bir temizlik etkinliği düzenlediler.)
- She made a voluntary contribution to the charity. (Hayırseverliğe gönüllü olarak bağış yaptı.)
- The company offers voluntary retirement to its employees. (Şirket, çalışanlarına gönüllü emeklilik seçeneği sunuyor.)
- The school organized a voluntary tutoring program for struggling students. (Okul, başarısız öğrenciler için gönüllü öğretmenlik programı düzenledi.)
- She did voluntary work in a hospital during her summer vacation. (O, yaz tatilinde bir hastanede gönüllü çalışma yaptı.)
- Voluntary work is a great way to gain new skills and experience. (Gönüllü çalışma, yeni beceriler ve deneyim kazanmanın harika bir yoludur.)
- The charity is looking for voluntary translators for their website. (Hayırseverlik kuruluşu, web siteleri için gönüllü çevirmenler arıyor.)
- He decided to take a voluntary pay cut to help the struggling company. (O, mücadele eden şirkete yardım etmek için gönüllü bir maaş kesintisi yapmaya karar verdi.)
- She volunteered to be a part of the local disaster response team. (O, yerel afet müdahale ekibinin bir parçası olmaya gönüllü oldu.)
- Voluntary work can help you build new relationships and connections. (Gönüllü çalışma, yeni ilişkiler ve bağlantılar kurmanıza yardımcı olabilir.)
- They organized a voluntary beach cleanup to protect the marine ecosystem. (Deniz ekosistemini korumak için gönüllü plaj temizliği düzenlediler.)
- The company offers voluntary health insurance to its employees. (Şirket, çalışanlarına gönüll
ü sağlık sigortası sunuyor.)
19. She took part in a voluntary tree-planting campaign to combat climate change. (O, iklim değişikliğiyle mücadele etmek için gönüllü ağaç dikim kampanyasına katıldı.)
- Voluntary work is a great way to give back to the community and make a positive impact. (Gönüllü çalışma, topluma geri vermenin ve olumlu etki yaratmanın harika bir yoludur.)
Hemen Yorum Yaz