Vociferously İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Vociferously İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Vociferously İle İlgili Cümleler

Vociferously, İngilizce bir sıfat olup “yüksek sesle, gürültülü ve agresif bir şekilde” anlamına gelir. İşte, vociferously kelimesinin kullanıldığı 20 örnek cümle:

1. The protesters vociferously demanded justice for the victim. (Protestocular, kurban için adalet isteyerek gürültüyle bağırdılar.)
2. The politician vociferously defended his controversial stance. (Politikacı, tartışmalı duruşunu yüksek sesle savundu.)
3. The fans cheered vociferously when their team scored a goal. (Taraftarlar, takımları gol attığında yüksek sesle alkışladılar.)
4. The child vociferously protested when her toy was taken away. (Çocuk, oyuncağı elinden alınınca yüksek sesle itiraz etti.)
5. The boss vociferously scolded the employees for their poor performance. (Patron, çalışanların kötü performansı nedeniyle yüksek sesle azarladı.)
6. The speaker vociferously criticized the government’s policies. (Konuşmacı, hükümetin politikalarını yüksek sesle eleştirdi.)
7. The teacher vociferously praised the student for his outstanding work. (Öğretmen, öğrencinin olağanüstü çalışmaları için yüksek sesle övgüde bulundu.)
8. The neighbors vociferously complained about the loud music coming from the party. (Komşular, partiden gelen yüksek müzik nedeniyle gürültüyle şikayet ettiler.)
9. The athlete vociferously denied any involvement in the doping scandal. (Sporcu, doping skandalıyla ilgili herhangi bir bağlantısını yüksek sesle reddetti.)
10. The witness vociferously testified against the defendant in court. (Tanık, mahkemede sanıkla ilgili yüksek sesle tanıklık yaptı.)
11. The restaurant patrons vociferously praised the chef’s delicious meal. (Restoran müşterileri, şefin lezzetli yemeği için yüksek sesle övgüde bulundular.)
12. The activist vociferously advocated for human rights. (Aktivist, insan hakları için yüksek sesle savundu.)
13. The dog vociferously barked at the mailman. (Köpek, postacıya yüksek sesle havladı.)
14. The students vociferously protested against the proposed tuition hike. (Öğrenciler, önerilen harç artışına karşı yüksek sesle protesto ettiler.)
15. The singer vociferously belted out the lyrics to her latest hit song. (Şarkıcı, en son hit şarkısının sözlerini yüksek sesle söyledi.)
16. The soccer coach vociferously yelled at his team to step up their game. (Futbol antrenörü, takımına oyunlarını artırmaları için yüksek sesle bağırdı.)
17. The baby vociferously cried when she was hungry. (Bebek, acıkınca y

yüksek sesle ağladı.)
18. The environmentalist vociferously campaigned for conservation efforts. (Çevreci, koruma çabaları için yüksek sesle kampanya yürüttü.)

19. The actor vociferously denied the rumors about his personal life. (Aktör, kişisel hayatıyla ilgili söylentileri yüksek sesle reddetti.)
20. The coach vociferously argued with the referee over a controversial call. (Antrenör, tartışmalı bir karar üzerine hakemle yüksek sesle tartıştı.)

Türkçe Karşılığı:

– yüksek sesle, gürültülü ve agresif bir şekilde