Vittles İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Vittles İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Vittles (Türkçe anlamı: Yemek, yiyecek)

Vittles kelimesi, özellikle Güney Amerika ve ABD’de yaygın olarak kullanılan bir terimdir ve genellikle yemek, yiyecek anlamında kullanılır.

Örnek cümleler:

  1. I’m starving, do you have any vittles to eat? (Açlıktan ölüyorum, yiyecek olarak vittles’ın var mı?)
  2. The cowboy cooked his vittles over an open fire. (Kovboy açık ateşte yiyeceklerini pişirdi.)
  3. We need to stock up on vittles before the storm hits. (Fırtına öncesi yiyecek stoklamamız gerekiyor.)
  4. Grandma made some delicious vittles for dinner. (Büyükanne akşam yemeği için lezzetli yiyecekler hazırladı.)
  5. The army provided vittles for the troops. (Ordu, askerlere yiyecek sağladı.)
  6. I don’t have any vittles in my fridge. (Buzdolabımda yiyecek yok.)
  7. The restaurant serves classic Southern vittles. (Restoran klasik Güney yemeklerini servis eder.)
  8. Let’s pack some vittles for the road trip. (Yolculuk için bazı yiyecekler hazırlayalım.)
  9. The pioneer had to hunt and gather his own vittles. (Pioner kendi yiyeceklerini avlayıp toplamak zorundaydı.)
  10. The picnic basket was filled with vittles and drinks. (Piknik sepeti yiyecek ve içeceklerle doluydu.)
  11. They had to ration their vittles during the war. (Savaş sırasında yiyeceklerini kısıtlamak zorunda kaldılar.)
  12. The cook prepared a feast of vittles for the holiday. (Aşçı tatil için bir yiyecek ziyafeti hazırladı.)
  13. The farmer grew his own vittles on his farm. (Çiftçi kendi çiftliğinde kendi yiyeceklerini yetiştirdi.)
  14. The kids loved the vittles at the carnival. (Çocuklar karnavaldaki yiyecekleri sevdiler.)
  15. The restaurant’s specialty is seafood vittles. (Restoranın özelliği deniz ürünleri yemekleri.)
  16. The hiker packed some vittles for the long trek. (Yürüyüş için uzun süreliğine yiyecek hazırlayan yürüyüşçü.)
  17. The caterer provided a variety of vittles for the party. (Mutfak şefi parti için çeşitli yiyecekler sağladı.)
  18. The convenience store sells vittles and other essentials. (Bakkal yiyecek ve diğer temel ihtiyaçları satıyor.)
  19. The hunter brought back a large amount of vittles. (Avcı büyük miktarda yiyecek getirdi.)
  20. Let’s hit the grocery store and grab some vittles for dinner

Devamı

  1. The chef’s specialty vittles are always a hit with the customers. (Şefin özel yemekleri her zaman müşterilerin favorisi.)
  2. The family sat down to enjoy their vittles after a long day of work. (Aile uzun bir iş gününden sonra yiyeceklerini yemek için oturdu.)
  3. The traveler picked up some local vittles to try. (Gezgin denemek için yerel yiyeceklerden aldı.)
  4. The kids helped prepare the vittles for the family barbecue. (Çocuklar aile pikniği için yiyecekleri hazırlamaya yardım etti.)
  5. The restaurant’s vittles are made from fresh, locally sourced ingredients. (Restoranın yiyecekleri taze, yerel kaynaklı malzemelerden yapılır.)
  6. The hiker was grateful for the vittles he packed when he got lost in the wilderness. (Yabani doğada kaybolduğunda, yürüyüşçü hazırladığı yiyecekler için minnettardı.)
  7. The store clerk stocked the shelves with various vittles. (Mağaza görevlisi rafları çeşitli yiyeceklerle doldurdu.)
  8. The party guests enjoyed the vittles and drinks served by the caterer. (Parti misafirleri mutfak şefi tarafından sunulan yiyecekler ve içeceklerden keyif aldılar.)
  9. The athlete loaded up on vittles before the big game. (Sporcu büyük maç öncesi yiyeceklerini yükledi.)
  10. The farmer’s market is a great place to pick up fresh vittles. (Çiftçi pazarı taze yiyecekler almak için harika bir yerdir.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.