Vittles İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Vittles (Türkçe anlamı: Yemek, yiyecek)
Vittles kelimesi, özellikle Güney Amerika ve ABD’de yaygın olarak kullanılan bir terimdir ve genellikle yemek, yiyecek anlamında kullanılır.
Örnek cümleler:
- I’m starving, do you have any vittles to eat? (Açlıktan ölüyorum, yiyecek olarak vittles’ın var mı?)
- The cowboy cooked his vittles over an open fire. (Kovboy açık ateşte yiyeceklerini pişirdi.)
- We need to stock up on vittles before the storm hits. (Fırtına öncesi yiyecek stoklamamız gerekiyor.)
- Grandma made some delicious vittles for dinner. (Büyükanne akşam yemeği için lezzetli yiyecekler hazırladı.)
- The army provided vittles for the troops. (Ordu, askerlere yiyecek sağladı.)
- I don’t have any vittles in my fridge. (Buzdolabımda yiyecek yok.)
- The restaurant serves classic Southern vittles. (Restoran klasik Güney yemeklerini servis eder.)
- Let’s pack some vittles for the road trip. (Yolculuk için bazı yiyecekler hazırlayalım.)
- The pioneer had to hunt and gather his own vittles. (Pioner kendi yiyeceklerini avlayıp toplamak zorundaydı.)
- The picnic basket was filled with vittles and drinks. (Piknik sepeti yiyecek ve içeceklerle doluydu.)
- They had to ration their vittles during the war. (Savaş sırasında yiyeceklerini kısıtlamak zorunda kaldılar.)
- The cook prepared a feast of vittles for the holiday. (Aşçı tatil için bir yiyecek ziyafeti hazırladı.)
- The farmer grew his own vittles on his farm. (Çiftçi kendi çiftliğinde kendi yiyeceklerini yetiştirdi.)
- The kids loved the vittles at the carnival. (Çocuklar karnavaldaki yiyecekleri sevdiler.)
- The restaurant’s specialty is seafood vittles. (Restoranın özelliği deniz ürünleri yemekleri.)
- The hiker packed some vittles for the long trek. (Yürüyüş için uzun süreliğine yiyecek hazırlayan yürüyüşçü.)
- The caterer provided a variety of vittles for the party. (Mutfak şefi parti için çeşitli yiyecekler sağladı.)
- The convenience store sells vittles and other essentials. (Bakkal yiyecek ve diğer temel ihtiyaçları satıyor.)
- The hunter brought back a large amount of vittles. (Avcı büyük miktarda yiyecek getirdi.)
- Let’s hit the grocery store and grab some vittles for dinner
Devamı
- The chef’s specialty vittles are always a hit with the customers. (Şefin özel yemekleri her zaman müşterilerin favorisi.)
- The family sat down to enjoy their vittles after a long day of work. (Aile uzun bir iş gününden sonra yiyeceklerini yemek için oturdu.)
- The traveler picked up some local vittles to try. (Gezgin denemek için yerel yiyeceklerden aldı.)
- The kids helped prepare the vittles for the family barbecue. (Çocuklar aile pikniği için yiyecekleri hazırlamaya yardım etti.)
- The restaurant’s vittles are made from fresh, locally sourced ingredients. (Restoranın yiyecekleri taze, yerel kaynaklı malzemelerden yapılır.)
- The hiker was grateful for the vittles he packed when he got lost in the wilderness. (Yabani doğada kaybolduğunda, yürüyüşçü hazırladığı yiyecekler için minnettardı.)
- The store clerk stocked the shelves with various vittles. (Mağaza görevlisi rafları çeşitli yiyeceklerle doldurdu.)
- The party guests enjoyed the vittles and drinks served by the caterer. (Parti misafirleri mutfak şefi tarafından sunulan yiyecekler ve içeceklerden keyif aldılar.)
- The athlete loaded up on vittles before the big game. (Sporcu büyük maç öncesi yiyeceklerini yükledi.)
- The farmer’s market is a great place to pick up fresh vittles. (Çiftçi pazarı taze yiyecekler almak için harika bir yerdir.)
Hemen Yorum Yaz