Viscosity İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Viscosity İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Viscosity Nedir?

Viscosity Türkçe’de “akışkanlık” olarak adlandırılan, bir sıvının direncini ölçen bir terimdir. Viskozite, bir sıvının yapışkanlığı ile ilgilidir ve özellikle akışkanlığı etkiler. Sıvılar arasındaki sürtünmeye neden olan moleküler sürtünme nedeniyle ortaya çıkar.

Örnek Cümleler:

1. The honey had a high viscosity and did not pour out of the jar easily. (Balın yüksek viskozitesi vardı ve kavanozdan kolayca dökülmedi.)
2. The oil’s viscosity was too low, causing it to leak out of the engine. (Yağın viskozitesi çok düşüktü, bu da motordan sızmasına neden oldu.)
3. The viscosity of the lava was so high that it hardly flowed down the volcano. (Lavanın viskozitesi o kadar yüksekti ki neredeyse yanardağdan aşağı akmadı.)
4. The viscosity of the glue made it difficult to spread evenly. (Yapıştırıcının viskozitesi, eşit şekilde yaymak için zorluk yarattı.)
5. The viscosity of the blood affects its ability to flow through narrow vessels. (Kanın viskozitesi, dar damarlardan akma yeteneğini etkiler.)
6. The viscosity of the paint determines how smoothly it can be applied. (Boyanın viskozitesi, ne kadar pürüzsüz bir şekilde uygulanabileceğini belirler.)
7. The viscosity of the syrup made it difficult to pour onto the pancakes. (Şurubun viskozitesi, pankeklerin üzerine dökmeyi zorlaştırdı.)
8. The viscosity of the shampoo affected how easily it could be rinsed out of the hair. (Şampuanın viskozitesi, saçtan kolayca durulanıp durulanamayacağını etkiledi.)
9. The viscosity of the liquid wax made it difficult to spread evenly on the car. (Sıvı mumun viskozitesi, arabanın üzerine eşit şekilde yaymak için zorluk yarattı.)
10. The viscosity of the syrup caused it to stick to the spoon. (Şurubun viskozitesi, kaşığa yapışmasına neden oldu.)
11. The viscosity of the ink affected how easily it flowed from the pen. (Mürekkebin viskozitesi, kalemden ne kadar kolay akacağını etkiledi.)
12. The viscosity of the resin made it difficult to work with. (Reçinenin viskozitesi, onunla çalışmayı zorlaştırdı

13. The viscosity of the chocolate affected how it flowed into the molds. (Çikolatanın viskozitesi, kalıplara ne kadar kolay akacağını etkiledi.)
14. The viscosity of the paint caused it to take longer to dry. (Boyanın viskozitesi, kuruması daha uzun sürmesine neden oldu.)
15. The viscosity of the glue made it stick to the paper more effectively. (Yapıştırıcının viskozitesi, kağıda daha etkili bir şekilde yapışmasını sağladı.)
16. The viscosity of the syrup affected how it mixed with the soda. (Şurubun viskozitesi, sodayla ne kadar iyi karıştığını etkiledi.)
17. The viscosity of the lotion affected how easily it spread over the skin. (Losyonun viskozitesi, cilde ne kadar kolay yayıldığını etkiledi.)
18. The viscosity of the molasses made it difficult to pour out of the bottle. (Melişamenin viskozitesi, şişeden dökmeyi zorlaştırdı.)
19. The viscosity of the liquid soap affected how it could be dispensed from the pump. (Sıvı sabunun viskozitesi, pompadan nasıl alınabileceğini etkiledi.)
20. The viscosity of the honeycomb wax helped to hold the cells together. (Bal peteğinin mumunun viskozitesi, hücreleri bir arada tutmaya yardımcı oldu.)